İlginç olan, Twitter'ın sadece bir dağıtım mekanizması olmamasıydı. | TED | ومن المثير للإهتمام, رغماً عن ذلك, لم يكن فقط تويتر كتقنية نشر |
Twitter'ın tüm doğal, sağlam parodi hesabı özelliklerine sahipti ama sonra garipleşmeye başladı. | TED | اتبع كل الاستعارات الطبيعية لحساب ساخر وثابت وجيد في تويتر ثم بدأ يتغير بشكل غريب |
Facebook, YouTube, Twitter'ın aralarında bulunduğu birçok şirket radikalizm ile alakalı bulunan binlerce içeriği yok ediyor ve hesapları devre dışı bırakıyor. | TED | فيسبوك, يوتوب, تويتر من بين العديد من الشركات التي بلغت عن سحب مئات الالاف من قطع المحتوى وتعطيل الحسابات المرتبطة بالخطاب المتطرف. |
Twitter'ın geri kalanı ardında bıraktı diye, ertesi gün unutmak üzere haksızlıkla mücadele de edemezsin. | TED | ولا يمكنك أن تتفاعل مع الظلم، لتنساه فقط في اليوم التالي. فقط لأن الباقي من التغريدات على تويتر اختفت. |
Bu başlangıçtan itibaren bizim gördüğümüz ve bizi heyecanlandıran Twitter'ın asıl kullanım şekli. | TED | كان هذا هو الإستخدام المبدئي الذي رأيناه لتويتر ومن ثم تحمسنا له. |
Ama galiba sosyal medya her şeyi değiştirdi, Sanıyorum Trump, Twitter'ın her şeyi kökten değiştirmesinin bir örneği. | TED | ولكن منصات التواصل الإجتماعي قد غيرت من كل شيء، وأعتقد أن ترامب يعد مثالا لكيف أن تويتر يغير كل شيء قطعا. |
Fark ettiğimiz şeylerden biri Twitter'ın anlık olaylardaki önemi. | TED | أحد الأمور التي أدركنا مدى أهمية تويتر منها هي الأحداث التي تحدث في الوقت الحقيقي. |
Twitter'ın gelişimine kullanıcıların katkılarından biri de belirli bir kişiye veya mesaja cevap verme metodu geliştirmeleri ile oldu. | TED | واحدة من الطرق العديدة التي شكلت تطور تويتر كانت بإختراع طريقة للرد على شخص بعينه أو رسالة محددة. |
Twitter'ın nasıl göründüğüne dair bir ölçekten bahsedeyim. | TED | دعونا نتحدّث عما يبدو عليه حجم تويتر. |
Twitter'ın harika yanlarından biri bu, topluluğun fikri için kullanabiliyoruz, daha fazla bilgi, daha fazla soru, daha fazla bakış açısı, düşündüğümüzden de fazla ve bazen çoğu gerçekten sağlıklı yorumlar. | TED | أعني، هذا بشكل عام واحد من الأشياء الرائعة بخصوص تويتر أنك يمكن أن تستخدمه لنشر الحكمة بين الجموع، كما تعرف، ذلك يتضمن معرفة أوسع، وأسئلة، ووجهات نظر أكثر مما تتخيل، وأحيانا، العديد منهم صحي جدًا. |
WPR: Sanırım gözümün önünden geçen bir tanesi şöyleydi, "Twitter'ın 2020 ABD seçiminde yabancı müdahalesiyle savaşmak için planı ne?" | TED | أعتقد أني رأيت سؤالاً يمر بسرعة هنا، "ما هي خطة تويتر لمكافحة التدخل الأجنبي في انتخابات الولايات المتحدة 2020؟" |
Twitter'ın tarihinde birkaç dinamik oldu. | TED | أعني... كان هناك بعض التغيرات في تاريخ تويتر. |
Hem Miles'a söylesem güneş batmadan Twitter'ın en popüler geyik konusu olur. | Open Subtitles | فستكون تدوينه مكتوبة في "تويتر" بحلول الغروب |
- O senin Twitter'ın değil, değil mi? | Open Subtitles | انه ليس حسابكِ على تويتر صحيح؟ |
Bilemiyorum. Hepsi ortalıkta arabaların, Twitter'ın ya da "Amerikan Idol" yarışmasının olmadığı zamanlara dönmek istiyor. | TED | أنا لا أعرف . إنهم يريدون أن يرجعوا إلى فترة ما قبل السيارات أو تويتر أو " أمريكان ايدول" . |
Twitter'ın ne olduğunu bilmesem ve bilmek istemesem bile! | Open Subtitles | (حتى لو كنت لا أعرف ما هو (تويتر وليس لدي إهتمام بالتعرّف عليه |
Twitter'ın karı kızla ne alakası var? | Open Subtitles | ما علاقة تويتر بالنساء؟ |
Twitter'ın aksine kitapçılar gerçek karmaşık düşüncelerin dağıtım merkezidir. | Open Subtitles | المكتبات، على عكس (تويتر)، هي مركز الأفكار النقدية المعقدة الحقيقية. |
Senin Twitter'ın değil. | Open Subtitles | انه ليس حسابك في تويتر |
Twitter'ın var mı? | Open Subtitles | أأنت مشتركة على (تويتر)؟ |
Bence hiçbir fikirleri yoktu: Bence Twitter'ın güzel saflığının, giderek korkunç bir gerçeğe doğru yaklaştığı eşsiz bir andı. | TED | أعتقد أنه لم تكن لهم معرفة بذلك: أعتقد أنها كانت لحظة فريدة حين تقوم السذاجة البريئة لتويتر بضرب الحقيقة المروعة على نحو متزايد. |