Eliza mezuniyet elbisesini almak için dün Uğrayacağını söylemişti. | Open Subtitles | قالت "إليزا" أنها ستمر بي بالأمس، لتأخد فستان السهرة الخاص بها. |
Uğrayacağını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد انتظرتك ، قلت أنك ستمر |
Bay Hakman'in Uğrayacağını söyle. | Open Subtitles | أخبرهم أن السّيد هاكمان سيمر بهمّ |
- Miles yakında Uğrayacağını söyledi. - Hayır, ona gelmemesini söyle. | Open Subtitles | قال (مايلز) أنّه سيمر لاحقاً - لا، أخبريه ألاّ يفعل - |
İnsanların hayal kırıklığına Uğrayacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | أدرك أن الناس سيخيب أمالهم ولكني متأكده أنهم سيعودون حتي نتمكن من فعله بشكل صحيح |
Afrikalı-Amerikalı toplumundaki taraftarlarınızın hayal kırıklığına Uğrayacağını düşünmüyormusunuz? | Open Subtitles | ألا تدرك أنك النصير الوحيد للجالية الأفروأمريكان هنا؟ ؟ و ان ذلك سيخيب أمالهم؟ |
Cade, Uğrayacağını unutmuşum. | Open Subtitles | كايد , لقد نسيت انك ستمر علي |
Selam. Uğrayacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | مرحباً.لم أعلم أنك كنت ستمر |
Uğrayacağını tahmin etmiştim. | Open Subtitles | ظننتُ انك ستمر |
Uğrayacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننتك ستمر بها |
İşe başlamadan önce otele Uğrayacağını Michelle söyledi. | Open Subtitles | (ميشيل)أخبرتني أنه سيمر عليها بالفندق قبل أن يبدأ عمله |
Sheri, Clay diye birinin Uğrayacağını söylemişti. | Open Subtitles | شيري قالت إن كلاي سيمر علينا |
Başkan'ın kaçınılmaz tepkisinden dolayı hayal kırıklığına Uğrayacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن سيخيب أملك من ردود فعل العمدة التي لا مفر منها |
Hayal kırıklığına Uğrayacağını biliyorum ama ne yapacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه سيخيب أمله ولكني لا أعرف ماذا يمكنني أن أفعل |
Onun gerçekten hayal kırıklığına Uğrayacağını düşünmüştüm fakat sadece orada oturdu ve benim kararım bu dedi. | Open Subtitles | أعتقدت بأن ظنه سيخيب جدا .... ولكنه جلس هناك |