Avustralya’ya ulaştığımda, yani eğer Avustralya’ya ulaşabilirsem, büyük olasılıkla toplamda 9.000 ya da 10.000 mil yol almış olacağım. | TED | حينما أصل إلى أستراليا إذا وصلت إلى أستراليا سأكون قد جدفت ما يقارب تسعة أو عشرة ألاف ميل بصورة إجمالية |
Son harfe ulaştığımda ilk harfi unutuyorum. | Open Subtitles | عندما أصل إلى الحرف الأخير لا أستطيع أن أتذكر الحرف الاول |
İyi olduğundan emin olmak istiyorum. Oraya ulaştığımda sana haber veririm. | Open Subtitles | سأطمئنّ أنه بخير، سأهاتفكِ عندما أصل إلى هناك |
Sonunda 15 mil tırmanıp tepeye ulaştığımda cesaretim kırılmıştı. | TED | وعندما وصلت إلى قمة ذلك المرتفع بعد صعود 24 كم، أصابني الإحباط. |
Yanıt verdim ve ulaştığımda, Jason'ın Golden Gate Köprüsü'sünde görevli memurla konuştuğunu gördüm. | TED | استجبت ، وعندما وصلت ، راقبت جيسون وهو يتحدث مع ضابط الجسر |
Kamboçya'ya ulaştığımda, sefaletle çevrili bir yerde, tatilde olduğum için huzursuz hissettim ve karşılığında bir şey yapmak istedim. | TED | عندما وصلت إلى كومبوديا، شعرت بعدم الإرتياح كوني في عطلة ومحاطة بكثير من الفقر أردت أن أفعل شيئًا بالمقابل. |
Oraya ulaştığımda ise bu sayfaları yaşayacağım maceralar için kullanacağım. | Open Subtitles | وما إن أصل إلى هناك، سأحتفظ بكل هذه الصفحات للمغامرات التي سأقوم بها |
Bunu oraya ulaştığımda düşünürüm. | Open Subtitles | نعم، حسنا، أنا سأتعامل مع ذلك عندما أصل إلى هناك. |
Beni bekleyen bir yayla varmış, ona tırmanıyormuşum, zirveye ulaştığımda büyüme ve değişim duracakmış. | Open Subtitles | كان الوضع كأنما كان هنالك تلك الهضبة و أنها كانت بانتظاري و أنني كنت أتسلقها, و أنه عندما أصل إلى القمة كل النمو و التغيير سيتوقف |
Oraya ulaştığımda telefonunu bekleyeceğim. | Open Subtitles | سأنتظر مكالمتك عندما أصل إلى هناك |
O noktaya ulaştığımda sana haber veririm. | Open Subtitles | سأعلمكَ عندما أصل إلى هناك |
Amerikaya ulaştığımda komple değişeceğim. | Open Subtitles | سأتغيّر بالكامل عندما أصل الولايات المتّحدة |
Murphy dua etsin de ben 9999'a ulaştığımda etrafımda olmasın. | Open Subtitles | اتمنى الا يكون ميرفى متواجد عندما أصل لرقم 999.9 |
Örgünün tepesine ulaştığımda, çantamdaki 3000 kadar çeyrekliğin ağırlığı, beni yere çekti. | TED | وعندما وصلت إلى الأعلى، جذبتني حقيبتي الحاوية على ثلاث آلاف عملة نقدية وطرحتني أرضاً. |
Kanalizasyonda sürünüp park alanına ulaştığımda kadın zaten ölmüştü. | Open Subtitles | لقد زحفت خلال البالوعة, وعندما وصلت ساحة الانتظار, كانت ميتة بالفعل |
Ve Sudan'a ulaştığımda, | Open Subtitles | وعندما وصلت السودان |
Güzel Zimbabwe'ye ilk ulaştığımda, nüfusun yüzde otuz beşinin HIV pozitif olduğuna inanmak zordu. | TED | عندما وصلت أول مرة الى زيمبابوي الجميلة كان صعباً فهم أن 35 بالمائة من سكانها مصابون بمرض الإيدز |
Skyland Dağı'nın zirvesine ulaştığımda, orada üzerinde simge olmayan bir helikopter gördüm. | Open Subtitles | عندما وصلت إلى القمة جبل سكايلند... رأيت مروحية غير مؤشّرة عمل المنطقة. |