"unsuru" - Traduction Turc en Arabe

    • عنصر
        
    • العنصر
        
    • من عناصر
        
    İlişkide aslında bir tür sevgi, bir sevgi unsuru var. TED في الحقيقة هناك نوع من الحب، عنصر للحب في العلاقة.
    Bu filmlerin bu kadar gözde olmalarının sebebi psikolojik işkence unsuru içermesi. Open Subtitles حسنا، السبب الذي يجعل هذه الأفلام ذات شعبية هو عنصر التعذيب النفسي
    Dinleyici: Bir delikten diğerine yürümek yani dayanıklılık, maçın çok önemli bir unsuru. TED الحضور: عنصر التحمل هو جزء هام جدا من اللعبة ، السير في كل الحفر.
    Bir hırsızlar topluluğu. Kentte kalan son suç unsuru. Open Subtitles مجتمع من السارقين، العنصر الإجرامى الأخير المتبقّى فى المدينة
    Son bin yılda yapılan her geleneği ve ayini denedik fakat her şeyin başlamasına neden olan unsuru atlıyorduk. Open Subtitles جربنا كل الطقوس من كل العادات القديمة من 1000 عام مضت ولكننا أفتقدنا فقط لهذا العنصر
    Eğer dinamit kullanırsak, sürpriz unsuru bozulur. Open Subtitles اذا استخدمنا الديناميت فسيضيع عنصر المفاجأة.
    "Suç unsuru"nu toplum içinde aradık. Open Subtitles لقد كنا نبحث دوماً عن عنصر الجريمة في المجتمع.
    Doğum kontrol hapının gerçekten kontrol unsuru olduğunu sanıyordum. Open Subtitles لقد أفترضت كما أعتقد أن ذلك يمنع الحمل وأنك قد استعنت بتعليمات عنصر مراقبة النسل حول هذا الموضوع
    Eminim güvendikleri şey budur... şaşırtma unsuru. Open Subtitles أنا متأكدة أن هذا ما يعتمدون عليه.. عنصر المفاجأة ..حقاً؟
    Evet, ben sürpriz unsuru burada çok önemli olduğuna inanıyorum. Open Subtitles أجل ، أنا حقاً أصدق أن عنصر المفاجأة مهم جداً هنا
    Yani bir bahçıvanlık unsuru var ama asıl iş yaratıcılıkta çevre dostu alanlar, etrafındaki araziye uydurma, çevreyle uyumlu olması. Open Subtitles أعني، تعلم، هنالك عنصر بستنة لكن في الحقيقة، العمل الأساسي هو صنع الأناقة مساحات لطيفة، تعلم، في الأرجاء المحيطه
    Golf bir sabır oyunudur. Her unsuru hesaba katarsın. Open Subtitles أنها لعبة عن الصبر، كل عنصر يُأخذ بالأعتبار.
    Şimdi Galweather Stearn konusunda bir şey dikkatimi çekti, cinsel istismar unsuru. Open Subtitles الآن في قضية جالويزر ستيرن وصل لانتباهي وجود عنصر التحرش الجنسي
    Pekâlâ, evet bir otobiyografi unsuru olabilir. Open Subtitles حسنا، لذلك نعم، ربما هناك عنصر من سيرته الذاتية.
    - Üç tane. Evet, çene olmayınca burada bir belirsizlik unsuru oluyor. Open Subtitles أجل، بما أنّه لا يوجد فك سفلي، فهناك عنصر للشك هنا.
    - Ee? Sürpriz unsuru lehimize olduğunda bu baskınlar yeteri kadar zor oluyor. Open Subtitles تلك الغارات كانت صعبة بما يكفي، عندما كان عنصر المفاجأة حليفنا
    Burada şaşkınlık unsuru geri döndün. Open Subtitles إنه المكان الذي تحصل فيه على عنصر المفاجأة
    Şaşırtma unsuru vampir avlamanın asıl kurallarından değil midir? Open Subtitles أما عنصر المفاجأة مبدأ أساسيّ في الصيد الموفّق لمصّاصي الدماء؟
    Karışık dövüş sanatlarının ikinci bir unsuru jujitsu'dur. Open Subtitles العنصر التالي من الفنون القتالية الممتزجة هي المصارعة اليابانية
    "Tüm iletişim formlarının en önemli unsuru, ...söylenmeyen şeylerin dilinin anlaşılmasıdır." Open Subtitles العنصر الأكثر أهميّة في كافّة أشكال التواصل.. هو فهم لغة ما لا يقال
    Mutfak ve dönüş sanatları gibi geleneksel Japon kültürünün birçok unsuru dünyaca tanınmıştır. TED العديد من عناصر الثقافة اليابانية التقليدية، كـالطهو والفنون العسكرية، معروفة جيداً في جميع أنحاء العالم.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus