10 sene içinde şehir unutulmuş bir harabe olacak. | Open Subtitles | خلال عشر سنوات ستكون المدينة أطلالاً منسية |
10 sene içinde şehir unutulmuş bir harabe olacak. | Open Subtitles | خلال عشر سنوات ستكون المدينة أطلالاً منسية |
Önce şaşkınlardı, ailelerinden koparıImış, terk edilmiş, unutulmuş, yol gösterecek birini arayan çocuklar... | Open Subtitles | بدوا ضائعين منذ البدايه الاطفال انقطعوا عن اولياء امورهم ,مهجور,منسي يبحث عن التوجيه |
Uzun zaman öncesinden bahsetmiyorum, yarı unutulmuş çocukluk hatıralarından. | Open Subtitles | أنا لا أتحدّث عن زمن بعيد أو ذكرى طفولة بعضها منسى |
Minarenin şehir için bir abide hâline gelmesini ve Tunus'un bu unutulmuş yerine insanları çekmeyi umuyordu. | TED | وأعرب عن أمله أن هذه المئذنة ستصبح نصبا تذكاريا للمدينة، وجذب الناس إلى هذا المكان المنسي من تونس. |
Fakat bir şeyin farkına varmadım; o da, bazen anıların unutulmuş olarak kalmasının daha iyi olduğu. | Open Subtitles | ولكني لم ألاحظ أنه بعض الأوقات الذكريات من الأفضل أن تظل منسيّة. |
Evet, o suçlu bulununca, sen unutulmuş olacaksın. | Open Subtitles | والى ان يحكم عليه بأنه مذنب ستصبحين منسية |
Ancak ışık aynı zamanda uzun zaman önce unutulmuş bir çağdan kalan bir habercidir ve bu uzak yerlerden bize ışık olarak gelen şey gezegenimizin başlangıcının ve evriminin bir hikayesidir. | Open Subtitles | لكن الضوء أيضاً رسول يأتينا من عصور بعيدة منسية حاملاً معه من أماكن بعيدة حكاية نشوء وتطور الكون |
İkisi de 1979 yılında öldü: Andrée unutulmuş ve kimsesiz olarak..., | Open Subtitles | مات كلاهما في العام 1979 هي ماتت مجهولة و منسية |
Drake hakkında yıllar geçtikçe unutulmuş şeyler var. | Open Subtitles | أتعرف ، هناك أشياء بخصوص الدريك كان منسية لسنوات |
Denizaşırı, uzak ve unutulmuş bir yerden sana menekşeler yolluyorum canım. | Open Subtitles | البنفسج من البلاد الغريبة لكِ يا عزيزتي في أرضِ بعيدة منسية" |
Bu sadece bir kaza bir unutulmuş, kontrolden çıkmış bir projeden ibaret. | Open Subtitles | أو ضاع في التعديل الوظيفي الأخير أعني إنها مجرد حادثة مشروع حكومي منسي للأبد |
Çünkü ona göre, bu, unutulmuş bir diyardan kalan ölü bir yadigardı, ta ki ona evleneceğimi söylediğim güne kadar. | Open Subtitles | لأنه كان أثر ميت من مكان منسي بالنسبة له, حتى اليوم الذي أخبرته فيه أنني سأتزوج. |
Biraz burada kalabilir fakat unutulmuş zamanın bir gölgesi gibi sonsuza kadar buraya bağlı olacaktır. | Open Subtitles | يستطيع أن يرتاح لبعض الوقت لكنه منبوذ هنا مثل الظل منسي إلى الأبد |
Uzun zaman öncesinden bahsetmiyorum, yarı unutulmuş çocukluk hatıralarından. | Open Subtitles | أنا لا أتحدّث عن زمن بعيد أو ذكرى طفولة بعضها منسى |
Bu unutulmuş küçük sokağın bittiği yerin tıpkı beni oraya götüren terk edilmiş köpek gibi korumaya değer olduğunu biliyordum. | TED | وقد أدركت أن هذا النهر الصغير المنسي والمهجور مثل الكلبة التي أخذتني إلى هناك، تستحق أن ننقذها |
Kendini unutulmuş olarak bir kenara koyabilir. | Open Subtitles | النفس الصفيّة تتقلب على إنفراد وتُصبح منسيّة. |
Bu adamı ikinci kez bir otoparkin arkasında unutulmuş vaziyette nasıl geride bırakıp giderim? | Open Subtitles | وكيف أبتعد وأترك الرجال خلف ساحة التوقف , منسياً للمرة الثانية ؟ |
Onlar gerçekten unutulmuş bir ordu olduklarını düşünüyorlardı ki öyleydiler zaten. | Open Subtitles | كانوا بالفعل يعتقدون أنهم جيش نسى الأخرون عنه كل شئ، وفكرت أنهم على الأرجح محقون |
Notlar, telefon numaraları, sayfaların içinde unutulmuş bir iki şey. | Open Subtitles | ملحوظات، أرقام هواتف، شيئاً ما تم نسيانه بين الصفحات |
Dostça oluşmuş ve detayları vardır ama ilgili kişilerce artık unutulmuş olabilir. | Open Subtitles | لقد انتهت وديًا، بكل تفاصيلها الآن، لكن يُمكن نسيانها لدى كل المعنيين. |
Daha çok unutulmuş diyelim ta ki kim olduğunu hatırlatana dek. | Open Subtitles | بالأحرى، نسيتها إلى أنْ ساعدتُها على تذكّر هويّتها |
unutulmuş eski bilgilerin, Tuhaf ve antika Ciltleri üzerine düşünüyordum, Yorgun ve sıkıntılı. | Open Subtitles | حيث تأملت بضعف وخيفة الكثير من مجلدات العلم المنسية |
Bir unutulmuş yarasına genelde büyücü bakımı gerekir. | Open Subtitles | جرح المنبوذ في كثير من الأحيان يحتاج قليلا مطهر الساحر |
Adaların birinde, yüzyıllardır, unutulmuş insanlar yaşıyorlar. | Open Subtitles | على إحداها عاش رجال منسيين لقرون. |
Yakında edebi günahların unutulmuş olur. Serena: | Open Subtitles | فقريباً ، ستصبح أخطاء عملك الأدبي في طي النسيان |
Bak 5 alamet vardı ölü kumru,arı ölülerin yürümesi ve unutulmuş olanın geri dönüşü | Open Subtitles | انظر.. كان هناك خمس علامات ذاك العام الماضي الحمامة الميتة، النحلة، الموتى سوف يسيرون عودة المنسى |