Bu yöntem ustalık gerektirir. Ve kağıdı, balığın üzerinden çekerken çok dikkatli olmak gerekir. Yoksa kopabilir. | TED | هذه الطريقة تتطلب مهارة أكبر وتحتاج إلى عناية كبيرة عند نزع الورقة من السمكة كي لا تتمزق الورقة. |
Apophis'i Sokar'ın elinden alarak büyük bir yetenek ve ustalık örneği gösterdiniz. | Open Subtitles | اظهرت مهارة وخداع في أخذ أبوفيس من أيدي سوكار |
Anya, sana envanter takibi ve para konusunda güveniyor olsam da müşterilerle ilgilenmek ustalık isteyen bir iştir. | Open Subtitles | في حين إنني على ثقة كليا بكِ لتهتمي بالبضاعة والمال فالتعامل مع الناس يتطلب بعض المهارة |
İşte, burada biraz ustalık gerektiren işler başlıyor. | Open Subtitles | حسنا، هنا الاشياء تكون مخادعة قليلا |
Hâl böyleyken buradaki insanlar büyük ustalık ve hayata tutunma iradesinin birer örnekleri... | TED | ومع ذلك، الناس الذين يعيشون هنا هي أمثلة على براعة كبيرة وإرادة البقاء على قيد الحياة. |
Garip bir his oluyor içinizde, bir çeşit ustalık hissi, anneniz ve babanızdan daha fazla genel kültür bildiğinizde. | TED | هناك شعور غريب من البراعة يتملكك عندما تكون على علم ببعض الأشياء االصغائر التي لا يعرفها أحد من والديك |
Ancak orada kaldım, çünkü çok nadir olarak görülecek bir şeye tanıklık ettiğimi anladım, başarı ve ustalık arasındaki o farka. | TED | و لكني بقيت لأنني أدركت بأنني كنت أشهد ما هو من النادر أن يلمح، الاختلاف بين النجاح و التفوق. |
Ancak hiçbir ustalık kıyıya ulaşmanızı istemeyen denizin üstesinden gelemez. | Open Subtitles | ولكن لا خبرة قد تشّق عباب بحر يرفض أن يجعلك على شاطئه تسير |
Tabancadaki ustalık kasaba halkını büyülemişti. | Open Subtitles | وقد كان القروي في نشوة في مهارة صنعة للبندقية اللاعيب فيها |
Sadece oraya gitmek biraz ustalık ister. | Open Subtitles | الوصول إلى هناك في حد ذاته يتطلب مهارة خاصة |
Çalışmak için tehlikeli bir madde. Yetenek, ustalık ister. | Open Subtitles | إنها أشياء يصعب التعامل معها أيضاً فالأمر يتطلّب مهارة و براعة |
Her yerimden ustalık akıyor! SağIık müfettişine rahatlıkla yalan söyleyebilirim. | Open Subtitles | المهارة موجودة في كل ذرة مني ويمكنني أن أكذب تماماًعلي مفتش الصحة |
Büyük ustalık ve sportmenlik gösterisi için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكرا لكم على العرض الرائع من المهارة والروح الرياضية |
Böylece yeni bir beceri ya da yeteneği edinen bir sıçanla çalışabiliriz -ki bu örneğin; ön ayağını belirli tutma davranışlarında ustalık kazanmak için kullanan sıçanı da içerir. Aynen bir çocuğu ve çocukların yeni alt beceriler edinme yeteneklerini ya da okuma becerisinde ustalaşmak gibi genel bir beceriyi inceleyebileceğimiz gibi. | TED | لذلك قد نستعمل فأرا، على سبيل المثال، لاكتساب مهارة أو قدرة جديدة قد تستدعي الفأر أن يستخدم مخلبه ليكون خبيرا في بعض قدرات القبض المحددة مثل ما يمكن لنا أن نلاحظ طفلا وقدرته على اكتساب المهارات الفرعية أو المهارة العامة للنجاح في شيء مثل اكتساب الخبرة للقدرة على القراءة. |
Çizgiler ustalık ister... | Open Subtitles | الخطوط مخادعة |
- Benim her tarafımdan ustalık akıyor, Harold. | Open Subtitles | حسنا، حصلت على براعة القادمة من مؤخرتي، هارولد |
İçeri girip, ölmeden çıkmayı başarabilmenin biraz ustalık istediğinin farkındayım. | Open Subtitles | أعلم بأن الدخول والخروج منه يتطلب بعض البراعة |
Uyuşturucu kendini satar. Yasal işler daha çok zaman alır, ustalık ister. | Open Subtitles | المخدرات تبيع نفسها أما الأمور الشرعية تتطلب المزيد من العمل والمزيد من البراعة |
O zaman başarı o onluk daireye isabet ettirmektir, ancak ustalık bunu tekrar tekrar yapamazsan bunun hiçbir şey ifade etmediğini bilmektir. | TED | إذن فالنجاح هو إصابة لوحة التصويب، و لكن التفوق هو المعرفة بأنه هباء منثور إن لم تستطع أن تقوم بفعلها مرة و الأخرى. |
Herhangi birine göre onlar usta denizcilerdi ancak hiçbir ustalık kıyıya ulaşmanızı istemeyen bir denizin üstesinden gelemez. | Open Subtitles | تابعين رجلًا بعلّامات البحر خبير ولكن لا خبرة قد تشّق عباب بحر يرفض أن يجعلك على شاطئه تسير |