Solunum yavaşladığı için beyin vücudun ölmekte olduğunu düşünüp uyandırmak için elektrik sinyalleri gönderir. | Open Subtitles | تسقط معدلات التنفس، فيظن المخ أن الجسد يموت لذا فيرسل نبضات لإيقاظه |
Bir gece uyandırmak için suratına sağlam bir yumruk atmıştı. | Open Subtitles | وليلة واحدة، انها حرفيا لكمة له في مواجهة لإيقاظه. |
"Ölüyü uyandırmak" için yeterli şekilde bağırmak. | Open Subtitles | صيحات عالية بما فيه الكفاية لإيقاظ الأموات. |
En güzel yanı sabah saat 3'te insanları uyandırmak için davulcuların geçmesidir. | Open Subtitles | أحلى شيئ عندما يتجول المسحراتى حوالى الثالثة صباحاً لإيقاظ الناس |
Ve Amelia Marcus'u uyandırmak için iki gün sonra geldiğinde... yeniden, tek bir topluluk olmak için birleşeceğiz. | Open Subtitles | وعندما تصل اميليا لتوقظ ماركيلوس في خلال يومان علينا مرة ثانية ان نكون يداً واحدة |
Asil atına binip uzaklaşır-- ...yiğit biri, doğru, dürüst-- ...aşkın ilk öpücüğüyle aşkını uyandırmak için gider ve gerçek aşkın her zaman kazandığını ispat eder. | Open Subtitles | يركب على جواده الأصيل الفارس الشجاع ثابت ومقدام ليوقظ حبيبته |
Daleklerin bu şeyi uyandırmak için içine bir şey koymaları gerekiyorsa... | Open Subtitles | لكن لو أن لدى الدليك شئ بداخل ... هذا الشئ، يحتاجون لإيقاظه |
Daleklerin bu şeyi uyandırmak için içine bir şey koymaları gerekiyorsa... | Open Subtitles | لكن لو أن لدى الدليك شئ بداخل ... هذا الشئ، يحتاجون لإيقاظه |
Onu uyandırmak için o verilere ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج لبثّ الكاميرات تلك لإيقاظه. |
Onu uyandırmak için Kızılderili kabile dansı yapabiliriz Sheila Anne. | Open Subtitles | يمكننا أن القيام برقصة الأمريكان الأصليين (القبلية لإيقاظه ، ماما (شيلا |
Yine de bu yöntem çok tehlikeli. Diğer bir deyişle gücünüzü uyandırmak için size şok verme girişiminde bulunacağım. | Open Subtitles | وبالرغم من ذلك ستكونا في خطرٍ، لأنّي سأصدم جسديكما لإيقاظ طاقتيكما. |
Gerçek profesyonellerin yaptığıysa kapağı kapalı tutup şişeyi birkaç kısa, keskin sallayışla sarsmaktır, içindeki tüm domates parçacıklarını uyandırmak için. Ve sonra kapağı açarlar. Ve ketçabı rüya patateslerin üzerine tam ayarında dökerler. | TED | الطريقة الأفضل في الواقع هي بإبقاء الغطاء مغلقًا، اعطاء العبوة قليل من الهزات القصيرة الحادة لإيقاظ حبيبات الطماطم، ومن ثم إزالة الغطاء لتتحكم بأفضل سكب للكاتشب على البطاطس الرائعة. |
Sevdiği kadını uyandırmak için kasabamızın sihrini çalmaya çalıştı. | Open Subtitles | لقد حاول سرقة السحر مِنْ بلدتنا لإيقاظ الامرأة التي يحبّ وهي... |
Biliyorum ki, fonksiyonel MR denemek istemiyorsunuz, ama Johnny'yi uyandırmak için, yapabileceğimiz bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | أعلم بأنك لا تريد أن تجرب الرنين المغناطيسي لكن يجب أن يكون هناك شيء يمكننا تجريـبـه (لإيقاظ (جوني |
Ruhunu uyandırmak için nefesini hızlandır. Hayatını parçala,acele et,ele geçir. | Open Subtitles | فلتسرع التنفس لتوقظ الروح المنشق عن الحياة , فلتتحرك بسرعة واستمسك بها |
Ruhunu uyandırmak için nefesini hızlandır. Hadi, hadi George. | Open Subtitles | لتسرع التنفس لتوقظ الروح هيا , هيا جورج |
(Kahkahalar) Çocuğunu uyandırmak için "Yangın var!" diye bağıran bir arkadaşım var. | TED | (ضحك) لدي صديقة تصرخ "النار!" لتوقظ أبناءها النائمين. |
Ve Puck, Titania ve Bonham'ı büyüden uyandırmak için sihrini kullanır. | Open Subtitles | و الشرير يستخدم السحر عندها ليوقظ (تانيا) و (بوتوم) من نوبتهما |
Sadece uyandırmak için amfetamin. | Open Subtitles | فقط بعض الأمفيتامينات لإيقاظها |
Ve onları uyandırmak için iyi bir yol gıda yoluyla ... olduğunu. | Open Subtitles | وأفضل وسيلة لإيقاظهم تكون عن طريق الغذاء |
Bunca yıldan sonra, sanki beni uyandırmak için gökten inmiş bir melek gibi ve onu üzmeyeceğime sana söz veriyorum onu her zaman gözeteceğim. | Open Subtitles | إنها مثل الملاك أنت تعلم , الذي جاء لإيقاظي بعد كل تلك السنين و أنا أقسم لك بأنني لن أجرحها أبدا |
Ders çalışmak için erken kalkmak istediğini söylemiştin ben de seni uyandırmak için aradım. | Open Subtitles | قلت أنك تريد الاستيقاظ باكرا للدراسة وها أنا ذا أوقظك |