"uydurmuş" - Traduction Turc en Arabe

    • اختلق
        
    • يختلق
        
    • اختلقت
        
    • إختلقت
        
    • لفقت
        
    Beni yeniden uyuşturucu üretmeye zorlamak için hepsini öz oğlum mu uydurmuş? Open Subtitles اختلق ابني هذا التهديد لإجباري على الطبخ مجدداً؟
    Demek gerçekten bu itirafı uydurmuş. Open Subtitles اذن فهو قد اختلق هذا الاعتراف.
    Diğer adamı savunma mekanizması olarak uydurmuş olabilir. Open Subtitles من الممكن أنه يختلق الرجل الآخر كآلية دفاع
    Çünkü, oldukça sarhoştu o yüzden.. bir şeyler uydurmuş olabilir. Open Subtitles لأنه كان ثملاً جداً لذا كان... ربما يختلق بعض اشياء
    Bunları dikkat çekmek için uydurmuş olduğunu düşünmediniz mi hiç? Open Subtitles أفكرتِ أبداً أنّها لربّما اختلقت ذلك لتُبعد الإنتباه عن نفسها؟
    Uydurdun. Beaver uydurmuş olabilir mi? Open Subtitles لقد إختلقت هذة القصة هل يمكن لبيفر ان يختلق قصة مثل هذة؟
    Hepsini baştan sona uydurmuş. Open Subtitles لقد لفقت الموضوع كله
    Kimse kaçırmaya çalışmamış. Hepsini o uydurmuş. Open Subtitles ‫لم يحاول أحد خطفه ‫وقد اختلق كل شيء
    Dexter demiş ki, insanlar ona inansın diye bunu uydurmuş. Open Subtitles بأنه اختلق القصة ليغطي بها آثاره... -ولكنك صدقتيه
    Hepsini uydurmuş mu? Open Subtitles هل اختلق كل شيئ ؟
    John kurbanımızı öldürmüş olabilir izlerini silmek için bu kimlik değiştirme hikayesini uydurmuş olabilir.. Open Subtitles كان يُمكن لِـ(جون) أن يقتل ضحيتنا و من ثمّ اختلق القصّة بشأن استبدال الهويّات . ليغطي على فعلته
    Saçma! Uydurdun. Beaver uydurmuş olabilir mi? Open Subtitles -هراء اختلقت هذا هل يمكن لبيفر أن يختلق هذا؟
    Andrew beni pek sevmez. uydurmuş. Open Subtitles أندرو لا يحبني كثيراً يختلق الأشياء
    Utanmadım. Çoğunu kendi uydurmuş. Open Subtitles أنا لست محرجاً لقد اختلقت الكثير من ذلك
    'Bunun mantıklı tek açıklaması: her şeyi uydurmuş olmasıydı.' Open Subtitles الاحتمال الوحيد انها اختلقت الامر كله
    Çocukken sağlıklı şeyler yiyesin diye annen pastırma alerjisi yalanını uydurmuş. Open Subtitles حساسيتك للحم المشوي كذبة إختلقت أمك ذلك كي تأكل طعاما صحيا و أنت صغير
    Demek hayatta kalabilmek için böyle bir hikâye uydurmuş. Open Subtitles و إختلقت قصة الصور لكي تحافظ على حياتها
    Her şeyi uydurmuş. Open Subtitles أعني، لقد إختلقت القصّة بأكملها
    Kız bütün hikayeyi uydurmuş. Open Subtitles البنت لفقت كل تلك القصة
    Hatta hamileliği, Daniel'ı evlenmeye zorlamak için uydurmuş. Open Subtitles لقد لفقت حملها كي تجعل "دانيال" يتزوجها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus