Beni yeniden uyuşturucu üretmeye zorlamak için hepsini öz oğlum mu uydurmuş? | Open Subtitles | اختلق ابني هذا التهديد لإجباري على الطبخ مجدداً؟ |
Demek gerçekten bu itirafı uydurmuş. | Open Subtitles | اذن فهو قد اختلق هذا الاعتراف. |
Diğer adamı savunma mekanizması olarak uydurmuş olabilir. | Open Subtitles | من الممكن أنه يختلق الرجل الآخر كآلية دفاع |
Çünkü, oldukça sarhoştu o yüzden.. bir şeyler uydurmuş olabilir. | Open Subtitles | لأنه كان ثملاً جداً لذا كان... ربما يختلق بعض اشياء |
Bunları dikkat çekmek için uydurmuş olduğunu düşünmediniz mi hiç? | Open Subtitles | أفكرتِ أبداً أنّها لربّما اختلقت ذلك لتُبعد الإنتباه عن نفسها؟ |
Uydurdun. Beaver uydurmuş olabilir mi? | Open Subtitles | لقد إختلقت هذة القصة هل يمكن لبيفر ان يختلق قصة مثل هذة؟ |
Hepsini baştan sona uydurmuş. | Open Subtitles | لقد لفقت الموضوع كله |
Kimse kaçırmaya çalışmamış. Hepsini o uydurmuş. | Open Subtitles | لم يحاول أحد خطفه وقد اختلق كل شيء |
Dexter demiş ki, insanlar ona inansın diye bunu uydurmuş. | Open Subtitles | بأنه اختلق القصة ليغطي بها آثاره... -ولكنك صدقتيه |
Hepsini uydurmuş mu? | Open Subtitles | هل اختلق كل شيئ ؟ |
John kurbanımızı öldürmüş olabilir izlerini silmek için bu kimlik değiştirme hikayesini uydurmuş olabilir.. | Open Subtitles | كان يُمكن لِـ(جون) أن يقتل ضحيتنا و من ثمّ اختلق القصّة بشأن استبدال الهويّات . ليغطي على فعلته |
Saçma! Uydurdun. Beaver uydurmuş olabilir mi? | Open Subtitles | -هراء اختلقت هذا هل يمكن لبيفر أن يختلق هذا؟ |
Andrew beni pek sevmez. uydurmuş. | Open Subtitles | أندرو لا يحبني كثيراً يختلق الأشياء |
Utanmadım. Çoğunu kendi uydurmuş. | Open Subtitles | أنا لست محرجاً لقد اختلقت الكثير من ذلك |
'Bunun mantıklı tek açıklaması: her şeyi uydurmuş olmasıydı.' | Open Subtitles | الاحتمال الوحيد انها اختلقت الامر كله |
Çocukken sağlıklı şeyler yiyesin diye annen pastırma alerjisi yalanını uydurmuş. | Open Subtitles | حساسيتك للحم المشوي كذبة إختلقت أمك ذلك كي تأكل طعاما صحيا و أنت صغير |
Demek hayatta kalabilmek için böyle bir hikâye uydurmuş. | Open Subtitles | و إختلقت قصة الصور لكي تحافظ على حياتها |
Her şeyi uydurmuş. | Open Subtitles | أعني، لقد إختلقت القصّة بأكملها |
Kız bütün hikayeyi uydurmuş. | Open Subtitles | البنت لفقت كل تلك القصة |
Hatta hamileliği, Daniel'ı evlenmeye zorlamak için uydurmuş. | Open Subtitles | لقد لفقت حملها كي تجعل "دانيال" يتزوجها |