Polis doktoruna gitmesini söylediğimde mazeretler uydurur dururdu. | Open Subtitles | و عندما اقترحت عليه الذهاب الى طبيب القسم كان يختلق الأعذار |
İnsanlar kendine kız arkadaş uydurur. | Open Subtitles | من غير الشائع أن يختلق الناس صديقات حميمات. |
Böyle bir şey olduğunda, başa çıkabilmen için zihnin bir şeyler uydurur. | Open Subtitles | حين يحدث أمر كهذا، يختلق الفكر أشياء للتعامل مع الصدمة. |
Sence bunu uydurur muydum? | Open Subtitles | أنا أختلقتها ؟ |
Sence bunu uydurur muydum? | Open Subtitles | أنا أختلقتها ؟ |
Babam gidene kadar ayak uydurur musun? | Open Subtitles | هل لك من فضلك أن تجاريني بهذا حتى يغادر أبي ؟ |
-Bunları kim uydurur ki? | Open Subtitles | من قد يختلق هذا؟ |
Gwen böyle bir tecrübe yaşadığında bazen aklın bir şeyler uydurur. | Open Subtitles | (غوين)، عندما تمرين بتجربة مؤلمة صادمة أحياناً يختلق عقلكِ الأشياء. |
- Puslu hep bir şeyler uydurur. | Open Subtitles | - ميستي دائما يختلق الاشياء. |
Babam gidene kadar ayak uydurur musun? | Open Subtitles | هل لك من فضلك أن تجاريني بهذا حتى يغادر أبي ؟ |