Sosyal çevremi gözden geçirmek için hiç uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | هذا ليس الوقت المناسب بالنسبة لي لمراجعة التقويم الاجتماعي الخاص بي. |
Beni arıyorsan şimdi pek uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | لأنكِ لو كنتِ تبحثين عني فهذا ليس الوقت المناسب |
Bana ziyaretini haber vermeliydin. Pek uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | كان يجب أن تخبريني قبل حضورك هذا ليس وقتاً مناسباً |
Hoş değil demiyorum ama şuan uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | إنه ليس بدون سحره و لكن هذا ليس وقت مناسب |
Şuan gerçekten uygun bir zaman değil. Teklifini düşüneceğim. | Open Subtitles | الوقت ليس مناسبا حقا الآن لكني سأنظر في اقتراحك |
- uygun bir zaman değil. - Lalita lütfen, sadece... | Open Subtitles | هذا ليس وقتا مناسبا لاليتا من فضلك ، فقط |
Tanıya bakılınca belki de evlenmek için pek uygun bir zaman değil gibi. | Open Subtitles | لذا، وفقاًللتشخيص.. ربما ليس الوقت مناسباً للزواج |
Dipnot, kız kıza espriler yapmak için hiç de uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | ..ملحوظة ليس بالوقت المناسب لإدراج دعابة |
Şu ana benimle uğraşmak için hiç uygun bir zaman değil | Open Subtitles | الان فعلاً ليس الوقت المناسب لتعبثون معي |
Kanka, beni araman hiç de uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | هذا ليس الوقت المناسب لتتصل بي على الإطلاق |
Hamptons'ta. Bakın, şu an benim için uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | انظروا، الآن ليس الوقت المناسب بالنسبة لي. |
Özür dilerim, fikrimi değiştirdim, fakat evi satmak için hiç uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | و عهود التنفيذ آسف ثانيةً على التراجع لكنه ليس وقتاً مناسباً لبيع المنزل |
Sadece şu an uygun bir zaman değil. Pekâlâ. | Open Subtitles | أعرف ما قلت، إنه فقط ليس الآن ليس وقتاً مناسباً |
Artık her kimsen şu an masaj, striptiz veya icra edeceğin sosyal performans için uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | أيّاً كنت، هذا ليس وقتاً مناسباً لتدليك أو رقص تعري أو أيّ عمل مجتمعي ربما تقوم به. |
Şimdi pek uygun bir zaman değil. Vardiyaları hazırlıyorum. | Open Subtitles | انه ليس وقت مناسب انا علي وشك بدأ جولتي |
Ama şu an uygun bir zaman değil. Özür dilerim. | Open Subtitles | لكن هذا ليس وقت مناسب , انا اسف |
Üzgünüm ama şu an bunun için uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | أنا آسفة.. ولكن الآن الوقت ليس مناسبا. |
Ailemi rahat bırakın lütfen. Hiç uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | أتركوا عائلتي و شأنها أرجوكم هذا ليس وقتا مناسبا |
Şu an uygun bir zaman değil, annesi gerçekten hasta. | Open Subtitles | ليس الوقت مناسباً حالياً امها مريضة جداً |
Biliyor musun, bu hiç de uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | تعلم بأن هذا ليس بالوقت المناسب حقا |
Tatlım, şu an hiç uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | عزيزي، هذا ليس وقتاً مُناسباً. أنتِ تقولين ذلك. |
Pek uygun bir zaman değil. Evimi yıkacaklar. | Open Subtitles | هذا ليس بوقت جيد فسوف يهدمون منزلى |
Peder, uygun bir zaman değil. Daha sonra gelin. Kızınızla konuşmalıyım. | Open Subtitles | أيها القس، أخشى أن الوقت غير مناسب ستضطر للعودة فيما بعد |
- Olmaz, şimdi uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | -الآن ساعديني -لا, هذا ليس وقتا جيدا |
Dinle, bu hiç de uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | شئ من هذا القبيل يمكن ان يكون له مفعول اسمع،هذا ليس بالوقت الجيد |
Muhtemelen bunları konuşmak için uygun bir zaman değil ama buyurun. | Open Subtitles | على ما يبدو ليس وقتاً ملائماً للكشف عن ذلك -لكن ها هو ذا |
Şu anda konuşmak için pek uygun bir zaman değil, tamam mı? | Open Subtitles | ليس هذا وقتاً مناسباً للحديث، حسناً؟ ماذا؟ |