"uzaktaki" - Traduction Turc en Arabe

    • البعيدة
        
    • البعيد
        
    • يبعد
        
    • تبعد
        
    • بعداً
        
    • على بعد
        
    • بعيدة
        
    • الطريق الطويل
        
    • الأبعد
        
    Babam, onları uzaktaki uçuş pistlerine götürür, oradan alır ve onlara malzeme getirirdi. Open Subtitles كان أبي يأخذهم ذهاباً وإياباً في الطائرة من المهابط البعيدة ويجلب لهم التجهيزات
    Gece göğünde yaptığı incelemeler uzaktaki tüm galaksilerin Dünya'dan uzaklaştığını gösterdi. TED فلقد سجل أثناء مشاهداته للسماء ليلاً أن جميع المجرات البعيدة عنا تنحسر أو تبتعد عن كوكب الأرض.
    Kendine yeten bu makineler orada uzaktaki gezegenlere iniş yapacaktı. TED هناك، ستحطّ هذه الآلات المكتفية ذاتياً على الكواكب البعيدة.
    Uzaklıklar göz önüne alınırsa o kadar uzaktaki bir objenin uzaydaki bir noktaya gelebilmesi için gerekli olan enerjiyi bulabilmesi imkansızdır. Open Subtitles احتاجت لمسافات للسفر من الفضاء البعيد احتياجات الطاقة تتجاوز الحكمة التقليدية
    596 trilyon km uzaktaki bir gezegenin havasını tahmin etmek nasıl mümkün olabilir? Open Subtitles كيف يمكن التنبؤ بطقس على كوكب يبعد بمسافة 370 ترليون ميل عن الأرض
    uzaktaki galaksiler bizden uzaklaşıyordu. Bu, galaksilerin bir zamanlar bize yakın oldukları anlamına geliyordu. TED وأن المجرات الأخري تبعد أكثر عنا وهذا يعني أن هذه المجرات كانت قريبه من بعضها في السابق
    En uzaktaki yıldız da olsan... Open Subtitles اعتقدت انه كان النجم الأكثر بعداً اعتقدت انه كان النجم الأكثر بعداً
    Uzayda ve çok uzaktaki gezegenlerde olduğunu duyduğunuz çokça muhteşem bilimsel olay var ve biz bu Dünyaları öğrenmek için bu gezegenleri inceliyoruz. TED لذلك توجد الكثير من العلوم المدهشة تسمعونها حول ما يحدث في الفضاء والكواكب البعيدة جداً. ونحن ندرس هذه الكواكب لنعرف عن هذه العوالم.
    Ancak uzaktaki nesnelerin ister istemez odak dışı kalması sürekli olarak giymek ve giymemek arasında geçiş yapmanızı gerektirir. TED لكن الأشياء البعيدة بالضرورة تخرج عن نطاق التركيز، مما يعني عليك التبديل باستمرار ذهاياً وإياباً بين ارتدائها وعدم ارتدائها.
    Dışarı çıkarken, uzaktaki galaksilerden gelen ışıkları o kadar sürede geldi ki aslında zamanda geri gidiyoruz. TED ونحن نتحرك للخارج، الضوء من هذه المجرات البعيدة استغرق وقتا طويلا، نحن أساسًا نتراجع في الماضي.
    Evi görmek için döndüklerinde ağaçların arasında uzaktaki yıldızlar gibi yalnız ve titrek bir ışık gördüler. Open Subtitles التفت لينظر إلى البيت خلال الأشجار الحاجبة رأوا ضوء لامع بارد مثل النجوم البعيدة
    Spektral çizgiler uzaktaki nesnelerin yalnızca içeriklerini değil bu nesnelerin bize uzaklaşıp yakınlaşma hareketlerini de gösterir. Open Subtitles لم تكشف خطوط الطيف مكونات الأجسام البعيدة فقط و لكن حركتها أيضاً في إتجاهنا أو مبتعدة عنا
    Gezegenlere uzaygemileri yolladığımızda, ikiz yıldızları gözlemlediğimizde, çok uzaktaki galaksilerin hareketlerini incelediğimizde, evrendeki bütün herşeyin Kepler'in yasalarına uyduğunu görürüz. Open Subtitles عندما نرسل مركبة فضائية إلى الكواكب عندما نرصد نجم ثنائى عندما نقيس مسافات المجرات البعيدة
    Dünya'nın her yerinde milyarlarca kilometre uzaktaki uzay araçlarıyla iletişim kurmak için Deep Space Network adında devasa antenler inşa edildi. Open Subtitles بُنيت الهوائيات العملاقة حول العالم شبكة الفضاء البعيد للإتّصال بالمسابرعبر بلايين الأميال
    Sonra da sen şu uzaktaki kapıdan girer ve kaçış yolunu kesersin. Open Subtitles يمكنك الدخول من الباب البعيد لتمنعي اي محاوله للهروب
    Ayaklarım altındaki toprak... dünyadan uzaktaki bu gezegenle büyük benzerlik taşır. Open Subtitles هذه الأرض التي تحت قدميّ تحمل تشابهاً قوياً مع ذلك العالم البعيد
    Geçen gecenin büyük kısmını buradan 100 metre uzaktaki bir evde geçirmiş. Open Subtitles قضت معظم ليلة البارحة في منزل يبعد من هنا حوالي 100 ياردة
    Alt tarafı buradan 40 kilometre uzaktaki bir yere yapılacak bir yolculuk. Open Subtitles هي رحلة بسيطة لمكان يبعد 40 كيلومتر من هنا
    Pasifik'teki Matareva'da 50 bin km uzaktaki bir adada çaresizdim. Open Subtitles كنت مقطوع في جزيرة تبعد كثيراً عن هنا ماتريفا في باسفيك
    Karanlık bir gecede 50 metre uzaktaki pencereden bakıp parlak camdan kaçanın müvekkilim olduğunu görebildiniz mi? Open Subtitles من خلال حملقه عبر زجاج النافذة في ليلة مظلمة من نافذة تبعد 100 قدم كنتِ قادرة على رؤية موكلي و هو يفر؟
    Ancak bu fotoğrafta, çok daha uzaktaki diğer yıldızların aksine fazla belirgin olmamasının nedeni Proxima Centauri'nin inanılmaz derecede küçük olmasıdır. Open Subtitles مقابل النجوم الاكثر بعداً منه في هذه الصورة "هو أن "بروكسيما سنتوري صغير لدرجة كبيرة جداً
    B Bölgesi imalat yaptığımız yerdi, Nublar'dan 80 mil uzaktaki Sorna Adası. Open Subtitles الجزيرة الثانية كانت المصنع إيزلاسورنا , على بعد 130 كلم من نوبلار
    Bedenlerimiz daha dünyadayken bizi oraya götürebiliyorken, çok uzaktaki bir cennet için gayret sarf etmemize gerek olmadığını hatırlattım sana sadece. Open Subtitles فقط ذكّرتُكَ أننا لسنا .. بحاجة لإجهاد أنفسنا ،آملين في جنّةٍ بعيدة .. بينما تستطيع أجسادنا أخذنا إليها هنا على الأرض
    "uzaktaki Ev". Open Subtitles "الطريق الطويل للمنزل"..
    İlerleme kaydetmek için gerçekten de daha uzaktaki yıldızların yörüngelerine bakmamız gerek. TED لتحقيق تقدم أكبر نحتاج حقاً للنظر الى مدارات النجوم الأبعد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus