Var. Uzaya gitmek ve bir uzaylıyla seks yapmak. | Open Subtitles | نعم لدي ، أن أذهب للفضاء وأضاجع كائن فضائي |
Yani, bana ilk defa Uzaya gitmek istediğini söylediğinde: | Open Subtitles | أقصد ، حينما قلت أولاً بأنك أردت :الذهاب إلى الفضاء ، إعتقدت |
Uzaya gitmek istemiyorum. İnsanlar orada ölüyorlar. | Open Subtitles | أنا لا أريد الذهاب إلى الفضاء قد يموت الشخص هناك |
Eğer Uzaya gitmek senin için bu kadar önemliyse bunun için daha başka bir şey demeyeceğim. | Open Subtitles | إن كان الذهاب إلى الفضاء يعني لك الكثير فأنا لن أتفوه بأي كلمة أخرى في هذا الأمر |
İlk adam Başkan kaydetmek ve Uzaya gitmek için. | Open Subtitles | الرجل الأول الذى إنقذ الرئيس وذهب إلى الفضاء. |
Uzaya gitmek en iyi ihtimalle bile uzak bir ihtimaldi. | Open Subtitles | ذهابك إلى الفضاء بتلك الإحتمالية الضئيلة |
Daha zekiyiz, daha esneğiz daha fazla öğrenebiliyoruz daha farklı ortamlarda yaşam mücadelesi verebiliyoruz dünyayı çevrelemek ve hatta Uzaya gitmek için göç edebiliyoruz. | TED | ونحن أذكى، وأقدر على التكيف، وأكثر قدرة على التعلم، نستطيع البقاء في عدد أكبر من البيئات المختلفة، هاجرنا فغطينا كل بقاع الأرض بل ذهبنا إلى الفضاء الخارجي. |
Bunun için Uzaya gitmek zorunda değiliz. | TED | لا نحتاج أن نذهب إلى الفضاء للإجابة عن هذا السؤال . |