Aile önce gelir. Vadedilmiş Topraklar'da öğretmediler mi sana bunu? | Open Subtitles | العائلة أولاً, أم أنهم لم يعلمونك هذا في "أرض الوعد"؟ |
Vadedilmiş Topraklar deniyor. | Open Subtitles | تسمى "أرض الوعد" من المفترض ان تقدمي وعوداً |
Aslında Vadedilmiş Topraklar'a gidecektim bu hafta sonu ama babam istemedi. | Open Subtitles | كان من المفترض ان أذهب إلى "أرض الوعد" هذه العطله, لكن أبي لم يرد هذا |
Birlikte Vadedilmiş Topraklar'da Hayallerimizi gerçekleştireceğiz | Open Subtitles | سنحقق أحلامنا معًا في أرض الميعاد |
Musa'yı bilirsin. Halkına Vadedilmiş Topraklar için tüm yolu açtı, ...ama kendisi hiç ayak basamadı. | Open Subtitles | أتعلم (أنّ موسى)، قاد قومِهِ طوال الطريق إلى (أرض الميعاد)، لكن لم تطأ قدمه قط فيها. |
Ann'in seni götürdüğü Vadedilmiş Topraklar için senin buna buradaki Polly'den daha çok ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | هذه هي "أرض الوعد" التي ستصطحبك إليها (آن)؟ سوف تحتاج هذا أكثر من (بولي) تلك |
George Michael, Vadedilmiş Topraklar şeysine gitmeni doğru bulmuyorum. | Open Subtitles | (جورج مايكل), أعتقد أنه لا يجب عليك ان تذهب في رحلة "أرض الوعد" |
George Michael, kuzeye Vadedilmiş Topraklar'a gitmediğini Lucille'in ona giydirdiği denizci kostümünden anlamalıydı. | Open Subtitles | -كان على (جورج مايكل) ان يلاحظ أنه بحلّه البحارة التي ألبستها (لوسيل) له أنه لم يكن ذاهباً شمالاً نحو "أرض الوعد" |
Ve o gece Michael, kardeşi ve oğlu Vadedilmiş Topraklar'a gitti. | Open Subtitles | و هذه الليلة, (مايكل) و أخيه و أبنه -وصلوا إلى "أرض الوعد " |
Ve Maeby, Vadedilmiş Topraklar'daki çocukları tek korkunç kamp hikâyesiyle korkutur. | Open Subtitles | و (مايبي) تؤثر في الأطفال في "أرض الوعد" بقصتها الوحيدة لرحلات التخييم |
Sanki New York onun için Vadedilmiş Topraklar gibi. | Open Subtitles | نيويورك مثل أرض الوعد إليه. |
İbrahim'in zamanından beridir Yahudi halkı bu Vadedilmiş Topraklar için mücadele veriyordu. | Open Subtitles | ...(منذ عهد (إبراهيم كافح الشعب اليهودي من أجل أرض الميعاد هذه |
- Vadedilmiş Topraklar'a gidiyorum! | Open Subtitles | ـ سأذهب إلى أرض الميعاد! |