"vakti yok" - Traduction Turc en Arabe

    • ليس لديه الوقت
        
    • ليس لديها وقت
        
    • ليس لديه وقت
        
    • يملك وقت
        
    • كان لديه الوقت
        
    • لديه الوقت الكافي
        
    Bunun için vakti yok. Open Subtitles ليس لديه الوقت لذلك إنه مشغول للغاية بعمله
    Ama şampiyonun başka soruya vakti yok. Open Subtitles ولكن البطل ليس لديه الوقت للمزيد من الأسئلة.
    Evet, Camille'nin vakti yok. Turnesi başlayacak. Open Subtitles كاميل ليس لديها وقت الجولة قد اقترب موعدها
    Biz kızımızın potansiyelini daha iyi biliriz. Jess'in oyuna ayıracak vakti yok. Open Subtitles نحن أفضل من يعرف امكانيات ابنتنا جيس ليس لديها وقت للمباريات
    Saçma oyunlar için vakti yok, benimle geliyor. Open Subtitles ليس لديه وقت للألعاب السخيفة، هو قادم معي
    Kimsenin vakti yok ki. Open Subtitles لا أحد يملك وقت
    Galip'in Ebu'nun planlarıyla ilgili bilgisi vardıysa, Gibbs'e söyleyecek vakti yok muydu? Open Subtitles إن كان (غاليب) لديه معلومات عن خطط (أبو), هل كان لديه الوقت ليخبر (غيبس)؟
    Kimsenin çöpü atmak için vakti yok mu? Open Subtitles ولا واحد منكم لديه الوقت الكافي ليخرج القمامة؟
    Maya, babanın bunun için hiç vakti yok. Open Subtitles مايا أباك ليس لديه الوقت لهذا الآن
    Bu tarz muhabbetler için vakti yok. Open Subtitles ليس لديه الوقت لمثل هذه المحادثات
    Size telefonda da söylediğim gibi Bay Van Sant'in bugün sizinle konuşacak vakti yok. Open Subtitles كما أخبرتك على الهاتف، السيد (فان زان) ليس لديه الوقت للتحدث معك اليوم. آسف
    Kimsenin buna vakti yok. Open Subtitles الجميع ليس لديه الوقت لهذا
    Madem yeni biriyle tanışacak vakti yok, neden eski bir sevgili denemiyoruz? Open Subtitles يبدو أن ليس لديها وقت لتقابل شخصٌ جديد إذاً, لِمَ لا ندعوا شخصاً قديماً
    - Özgürlük için hiç vakti yok ki. Sınıfında özel ders veriyor, hem okuyup hem çalışıyor. Open Subtitles ليس لديها وقت للإستقلال، فإنّ لديها مهام الدروس الخصوصيّة، ومُحاضراتها، ومُهمّة دراسة عملها.
    Çocukların pek vakti yok. Open Subtitles هذه الأطفال ليس لديها وقت كافي.
    Bak, senatörün sana ayıracak vakti yok. Open Subtitles إسمعي، السيناتور ليس لديها وقت من أجلك
    Buluşmaya vakti yok, liseye gidiyor, dersleri var... Open Subtitles ليس لديه وقت ليلتقينا ... لديه الثانوية العامة
    Buluşmaya vakti yok, liseye gidiyor, dersleri var... Open Subtitles ليس لديه وقت ليلتقينا ... لديه الثانوية العامة
    Korkarım bir daha gelmek için vakti yok. Open Subtitles أخشى بأنه ليس لديه وقت ليأتي هنا
    Charlie'nin vakti yok. Open Subtitles تشارلي لا يملك وقت
    Galip'in Ebu'nun planlarıyla ilgili bilgisi vardıysa Gibbs'e söyleyecek vakti yok muydu? Open Subtitles إن كان (غاليب) لديه معلومات عن خطط (أبو), هل كان لديه الوقت ليخبر (غيبس)؟
    - Şu anda hiçbirimizin göreceliği düşünecek vakti yok, Dr. Brand. Open Subtitles لا أحد منا لديه الوقت الكافي ليقلق على النظرية النسبية للوقت، يا دكتورة (براند).

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus