| Kabul etmesi zor biliyorum ama fazla vaktiniz yok. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس من السهل عليك أن توافق . لكن ليس لديك وقت |
| Burası Michael'in yerinden daha yakın, kaybedecek vaktiniz yok. | Open Subtitles | انها اقرب من شقة مايكل , وليس لديك وقت لتضيعه. |
| Tasarlanmış fikirlere vaktiniz yok. | TED | ليس لديك وقت للأفكار المتوقعة. |
| Kitaplara ayıracak vaktiniz yok. | Open Subtitles | اووه , بالطبع ليس لديك وقت للكتب. |
| Temizlenmek için vaktiniz yok! | Open Subtitles | لم يكن لديك وقت لتجف. |
| Olumsuz. bunun için vaktiniz yok. | Open Subtitles | سلبى ليس لديك وقت لهذا |
| vaktiniz yok | Open Subtitles | -ليس لديك وقت -انت محقة |