Ama bazen anne ve baba bir noktaya varırlar. | Open Subtitles | ولكن بعض الأحيان الآباء والأمهات يصلون إلى نقطة حيث |
Sibirya'dan küçük guruplar halinde varırlar | Open Subtitles | يصلون في مجموعات صغيرة من سايبيريا |
Bazılar insanlar zaman içinde, öyle bir yere varırlar ki burada istediklerini yapabilirler, burada karıları ve işleri bilinmeyen, görünmeyen bir arzu engeline takılırlar. | Open Subtitles | بعض الناس يصلون للمكان في الوقت المناسب حيثما ذهبوا لأقصى ما يمكنهم المكان حيث الزوجات و الوظائف إصطدمت برغباتهم ذلك المجهول لأولئك الذين يبقون بعيدا عن الأنظار |
Japonlar bizi şu anda işgal ederse biz onları durdurana kadar Chicago'ya varırlar. | Open Subtitles | إذا اليابانيون هاجمونا الان سوف يصلوا شيكاغو قبل ان نستطيع إيقافهم |
Çağrıyı telsizden yakalarlar, muhtemelen bizden önce varırlar. | Open Subtitles | سيسمعون النداء على الراديو من المحتمل أن يصلوا إلى مكان الحادث قبلنا |
Umarım bizim bilimadamlarımız da çalışmalarınızı inceleyip aynı sonuca varırlar. | Open Subtitles | آمل حين يحصل علمائنا على الفرصه لمراجعه عملك سيصلون لنفس النتيجه |
Bizden üç dört saat önce oraya varırlar. | Open Subtitles | سيصلون قبلنا بـ3 أو 4 ساعات |
- Ne zaman varırlar? | Open Subtitles | متى يصلون ؟ عشر دقائق |
Deniz yoluyla 22 saatte Imjin Nehrine varırlar. | Open Subtitles | عن طريق البحر يمكن أن يصلوا إلى نهر "إمجين" في 22 ساعة |
Genellikle, hakimler hükümet davalarına odalarında bakarlar ve bir karara varırlar. | Open Subtitles | ... عموماً ، المحكمة تقوم فقط بمراجعة ... قضية الحكومة في غرف و يصلوا لحكم معين |
Genellikle, hakimler hükümet davalarına odalarında bakarlar ve bir karara varırlar. | Open Subtitles | ... عموماً ، المحكمة تقوم فقط بمراجعة ... قضية الحكومة في غرف و يصلوا لحكم معين |
Sizden önce varırlar oraya. | Open Subtitles | ينبغي أن يصلوا قبلكم |
Yakında tepeye varırlar. | Open Subtitles | سيصلون إلى الأعلى بعد قليل |
Dayan, Ando. Az sonra oraya varırlar. | Open Subtitles | اصمد جيداً، (اندو) إنهم سيصلون قريباً |