var olmayan bağlantılar kurma. Çözümü asla sabote etmeye çalışmadık. | Open Subtitles | لا تفتعلي روابط غير موجودة ما كنا لنحاول تخريب القرار |
var olmayan bağlantılar kurma. Çözümü asla sabote etmeye çalışmadık. | Open Subtitles | لا تفتعلي روابط غير موجودة ما كنا لنحاول تخريب القرار |
var olmayan bir yaratıktan korkuyorlar. | Open Subtitles | الأرضيون الأغبياء خائفون من مخلوق لا وجود له |
var olmayan Zinj adlı bir şehir arıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يبحثون عن مدينة تسمى زنج ولكنها ليست موجودة |
Sen asla var olmayan bir adamla kavga etmeye gidiyorsun. | Open Subtitles | أكبر خدع الشيطان هو إقناع البشر بأنه غير موجود |
Peki var olmayan Tanrı'sını nasıl çağırıyor? | Open Subtitles | اذا كيف سـ تستدعي هي هذآ الإله الغير موجود ؟ |
Her bir şov daha önceleri var olmayan yüzlerce işi var ediyor. | TED | كل عرض يخلق المئات من فرص العمل لم تكن موجودة من قبل. |
Ben de kâğıt üstünde var olmayan o cesetten kurtulurum. | Open Subtitles | وكل ما عليّ هو التخلص من الجثة، التي لا وجود لها نظرياً في زمني الحاضر. |
Annen çok iyi bir hayal gücü var. Olmayan şeyleri duyup, görebiliyor. | Open Subtitles | امك لديها مخيلة نشطة جدا وهذا يجعلها ترى وتسمع اشياء غير موجودة |
Yaklaşık 15 yıl önce, doğada var olmayan kuantum etkilerini yaratmanın bir yolunu bulduğumuzu öğrendiğimde heyecanlanmıştım. | TED | قبل 15 سنة تقريبًا، عندما علمت بقدرتنا الجديدة لصنع تأثيرات كمية غير موجودة في الطبيعة، كنت متحمس. |
Zira şimdi gördüğünüz, var olmayan istatistikleri sundum. | TED | لأنكم ترون الآن ,أنا قدمت إحصائيات غير موجودة. |
Mahalle yönetimli güneş tesisleri ise, kulağa harika gelse de şu an var olmayan bir teknolojiye dayanıyorlar. | TED | تلك المرافق التي تعمل بالطاقة الشمسية، تبدو رائعة، لكنها تعتمد على تقنية غير موجودة حتى الآن. |
Eğer sen de Golytsin gibiysen, kariyerim sona erer ve sen de var olmayan uzak bir yere kapatılırsın. | Open Subtitles | إذا كنت كاذباً آخر فستنتهي مهنتي وستسجن بعيداً في مكان لا وجود له |
İşlevsel bir açık evlilik tek boynuz bir at gibidir. var olmayan mitolojik bir yaratıktır. | Open Subtitles | الزواج المفتوح الفعليّ يشبه وحيد القرن، مخلوق خرافيّ لا وجود له |
Parayı takip edersek var olmayan bir adama ulaşıyoruz. | Open Subtitles | درب المال يقود مجدداً إلى رجل لا وجود له |
Demek hiç var olmayan asteroitlerden sakınmak için kaçınma protokolü devreye sokulmuş. | Open Subtitles | إذن هى دخلت في مراسم التفادي لتفادي كويكبات ليست موجودة |
Demek hiç var olmayan asteroitlerden sakınmak için kaçınma protokolü devreye sokulmuş. | Open Subtitles | إذن هى دخلت في مراسم التفادي لتفادي كويكبات ليست موجودة |
Eminim çünkü biz hayatlarımızı var olmayan bir tanrıya dua ederek geçirmedik. | Open Subtitles | أنا واثق لأننا لم نكن نضيع أعمارنا بالصلاة لإله غير موجود |
Şüpheleri asıl casusumuzdan uzaklaştırmak için yarattığımız... var olmayan yemimiz George Kaplan, şans eseri kanlı canlı bir yeme dönüştü. | Open Subtitles | "فخنا الغير موجود "جورج كابلان الذى إختلق لإثارة الشك من عميلنا الحقيقى بالصدفة أصبح فخاً حقيقياً |
Bunlar 5 yıl önce var olmayan şirketler. | TED | هذه هي الشركات التي لم تكن موجودة قبل خمس سنوات. |
Ben de çok derinlerde resmen var olmayan yerlerdeki dostlarımı aradım. Anlayışlı davrandılar. | Open Subtitles | دعوت أصدقاء إلى أماكن مدفونة على عمق كبير بحيث لا وجود لها رسمياً كانوا ودوين |
Bunca zamandır sorumluluk sahibi, cana yakın biri olmaya... ve aslında var olmayan bu başarıya göre... yaşamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | و كنت هنا طوال الوقت أحاول أن أكون مسئولاً و ساحراً و أحيي هذا النجاح الذي ليس له وجود |
Sizin için aslında var olmayan bir pozisyon yaratmamızı mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | هل تطلبين منا إختراع وظيفة لكِ ، ليس لها وجود ؟ |
Aslında var olmayan bir şeyi bulduğumda nasıl şaşırdım hayal etsene. | Open Subtitles | اذا, يمكنك تخيل دهشتى عندما تجد شىء ليس موجودا |
Hayır, var olmayan noktaları birleştiriyorsun. | Open Subtitles | لا،أنتِ تقومين بإفتراض بعض الأمور التى لاوجود لها |
Doğruyu söylemek gerekirse, aslında orada var olmayan birşeye tutunuyordum. | Open Subtitles | الحقيقة هي أنني كنت متعلقا بشيء لم يكن موجودا |
Bilim adamlarının yaptığı bu, var olmayan şeylerle iletişim kurmak. | Open Subtitles | ما يفعله العلماء هو تحاورهم مع شيء لم يعد موجود |
" Yoksa daha önce var olmayan yani yarıklar mı açayım." | Open Subtitles | ,لأنني سأحفر فوهات جديدة في أماكن لم توجد بها قبلاً |
Son yok etme iterasyonu gerçekte var olmayan bir şeyi üretmeye çalışmak üzerineydi. | TED | آخر تكرار للتدمير كان محاولة إنتاج شيء أن لم يكن موجوداً من الأساس. |