"var olmayan" - Traduction Turc en Arabe

    • غير موجودة
        
    • لا وجود له
        
    • ليست موجودة
        
    • غير موجود
        
    • الغير موجود
        
    • لم تكن موجودة
        
    • لا وجود لها
        
    • له وجود
        
    • ليس لها وجود
        
    • ليس موجودا
        
    • لاوجود لها
        
    • لم يكن موجودا
        
    • لم يعد موجود
        
    • لم توجد
        
    • يكن موجوداً
        
    var olmayan bağlantılar kurma. Çözümü asla sabote etmeye çalışmadık. Open Subtitles لا تفتعلي روابط غير موجودة ما كنا لنحاول تخريب القرار
    var olmayan bağlantılar kurma. Çözümü asla sabote etmeye çalışmadık. Open Subtitles لا تفتعلي روابط غير موجودة ما كنا لنحاول تخريب القرار
    var olmayan bir yaratıktan korkuyorlar. Open Subtitles الأرضيون الأغبياء خائفون من مخلوق لا وجود له
    var olmayan Zinj adlı bir şehir arıyorlardı. Open Subtitles كانوا يبحثون عن مدينة تسمى زنج ولكنها ليست موجودة
    Sen asla var olmayan bir adamla kavga etmeye gidiyorsun. Open Subtitles أكبر خدع الشيطان هو إقناع البشر بأنه غير موجود
    Peki var olmayan Tanrı'sını nasıl çağırıyor? Open Subtitles اذا كيف سـ تستدعي هي هذآ الإله الغير موجود ؟
    Her bir şov daha önceleri var olmayan yüzlerce işi var ediyor. TED كل عرض يخلق المئات من فرص العمل لم تكن موجودة من قبل.
    Ben de kâğıt üstünde var olmayan o cesetten kurtulurum. Open Subtitles وكل ما عليّ هو التخلص من الجثة، التي لا وجود لها نظرياً في زمني الحاضر.
    Annen çok iyi bir hayal gücü var. Olmayan şeyleri duyup, görebiliyor. Open Subtitles امك لديها مخيلة نشطة جدا وهذا يجعلها ترى وتسمع اشياء غير موجودة
    Yaklaşık 15 yıl önce, doğada var olmayan kuantum etkilerini yaratmanın bir yolunu bulduğumuzu öğrendiğimde heyecanlanmıştım. TED قبل 15 سنة تقريبًا، عندما علمت بقدرتنا الجديدة لصنع تأثيرات كمية غير موجودة في الطبيعة، كنت متحمس.
    Zira şimdi gördüğünüz, var olmayan istatistikleri sundum. TED لأنكم ترون الآن ,أنا قدمت إحصائيات غير موجودة.
    Mahalle yönetimli güneş tesisleri ise, kulağa harika gelse de şu an var olmayan bir teknolojiye dayanıyorlar. TED تلك المرافق التي تعمل بالطاقة الشمسية، تبدو رائعة، لكنها تعتمد على تقنية غير موجودة حتى الآن.
    Eğer sen de Golytsin gibiysen, kariyerim sona erer ve sen de var olmayan uzak bir yere kapatılırsın. Open Subtitles إذا كنت كاذباً آخر فستنتهي مهنتي وستسجن بعيداً في مكان لا وجود له
    İşlevsel bir açık evlilik tek boynuz bir at gibidir. var olmayan mitolojik bir yaratıktır. Open Subtitles الزواج المفتوح الفعليّ يشبه وحيد القرن، مخلوق خرافيّ لا وجود له
    Parayı takip edersek var olmayan bir adama ulaşıyoruz. Open Subtitles درب المال يقود مجدداً إلى رجل لا وجود له
    Demek hiç var olmayan asteroitlerden sakınmak için kaçınma protokolü devreye sokulmuş. Open Subtitles إذن هى دخلت في مراسم التفادي لتفادي كويكبات ليست موجودة
    Demek hiç var olmayan asteroitlerden sakınmak için kaçınma protokolü devreye sokulmuş. Open Subtitles إذن هى دخلت في مراسم التفادي لتفادي كويكبات ليست موجودة
    Eminim çünkü biz hayatlarımızı var olmayan bir tanrıya dua ederek geçirmedik. Open Subtitles أنا واثق لأننا لم نكن نضيع أعمارنا بالصلاة لإله غير موجود
    Şüpheleri asıl casusumuzdan uzaklaştırmak için yarattığımız... var olmayan yemimiz George Kaplan, şans eseri kanlı canlı bir yeme dönüştü. Open Subtitles "فخنا الغير موجود "جورج كابلان الذى إختلق لإثارة الشك من عميلنا الحقيقى بالصدفة أصبح فخاً حقيقياً
    Bunlar 5 yıl önce var olmayan şirketler. TED هذه هي الشركات التي لم تكن موجودة قبل خمس سنوات.
    Ben de çok derinlerde resmen var olmayan yerlerdeki dostlarımı aradım. Anlayışlı davrandılar. Open Subtitles دعوت أصدقاء إلى أماكن مدفونة على عمق كبير بحيث لا وجود لها رسمياً كانوا ودوين
    Bunca zamandır sorumluluk sahibi, cana yakın biri olmaya... ve aslında var olmayan bu başarıya göre... yaşamaya çalışıyorum. Open Subtitles و كنت هنا طوال الوقت أحاول أن أكون مسئولاً و ساحراً و أحيي هذا النجاح الذي ليس له وجود
    Sizin için aslında var olmayan bir pozisyon yaratmamızı mı istiyorsunuz? Open Subtitles هل تطلبين منا إختراع وظيفة لكِ ، ليس لها وجود ؟
    Aslında var olmayan bir şeyi bulduğumda nasıl şaşırdım hayal etsene. Open Subtitles اذا, يمكنك تخيل دهشتى عندما تجد شىء ليس موجودا
    Hayır, var olmayan noktaları birleştiriyorsun. Open Subtitles لا،أنتِ تقومين بإفتراض بعض الأمور التى لاوجود لها
    Doğruyu söylemek gerekirse, aslında orada var olmayan birşeye tutunuyordum. Open Subtitles الحقيقة هي أنني كنت متعلقا بشيء لم يكن موجودا
    Bilim adamlarının yaptığı bu, var olmayan şeylerle iletişim kurmak. Open Subtitles ما يفعله العلماء هو تحاورهم مع شيء لم يعد موجود
    " Yoksa daha önce var olmayan yani yarıklar mı açayım." Open Subtitles ,لأنني سأحفر فوهات جديدة في أماكن لم توجد بها قبلاً
    Son yok etme iterasyonu gerçekte var olmayan bir şeyi üretmeye çalışmak üzerineydi. TED آخر تكرار للتدمير كان محاولة إنتاج شيء أن لم يكن موجوداً من الأساس.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus