Varildeki kızlardan birinin kaçıp onu kaçıran adamların peşine düştüğüne inanıyorum. | Open Subtitles | إحدى فتيات البراميل فرّت، وهي تطارد خاطفيها الآن |
Ayrıca Varildeki kızlar davasında büyük gelişme kaydettiğini söyledi. | Open Subtitles | كما أنّها قالت إنّكِ حللتِ قضيّة فتيات البراميل |
İşte karşınızda. Varildeki kızlar davasını çözen dedektif. | Open Subtitles | ها هي ذي، المحقّقة التي حلّت قضيّة فتيات البراميل |
DNA'nıza Varildeki kızların hiçbirinin üstünde rastlanmadı. Aynen öyle. | Open Subtitles | لم نعثر على حمضكَ النوويّ على أيّ من فتيات البراميل |
Bu iş gittikçe bir Varildeki balığı tutmaya benziyordu. | Open Subtitles | إذ كان الأمر كإطلاق النار على سمكة في برميل |
Bu yüzden Varildeki kızlardan birinin kaçıp onu kaçıran adamların peşine düştüğüne inanıyorum. Onları ele geçirip öldürüyor. | Open Subtitles | لذا أفكّر في أنّ إحدى فتيات البراميل فرّت، وهي تطارد خاطفيها الآن وتقتلهم |
Bu Varildeki kızlar meselesi evli oldukları zaman boyunca devam ediyormuş. | Open Subtitles | أعني، مسألة فتيات البراميل هذه استمرّت طوال فترة زواجهما |
Varildeki kızların kaybolduğu zamanlar aynı anda izne çıkmışlar. | Open Subtitles | أثناء سفرهم للقيام بعملهم في الوقت عينه، اختفت كلّ فتاة من فتيات البراميل |
Varildeki kadın kurbanlardan birinde kimliği belirsiz bir erkek DNA'sı bulundu. | Open Subtitles | وُجد حمض نوويّ غير معروف على ضحايا فتيات البراميل |
Varildeki kızlar davası kapanmamış olabilir. | Open Subtitles | قد لا تكون قضيّة فتيات البراميل منتهية كما حسبنا |
Varildeki kızlar davası hakkında konuştuğunuz belli. | Open Subtitles | جليّ أنّكما كنتما تناقشان قضيّة فتيات البراميل |
Varildeki kızların katiliyle ilgili olan teorim bir yere çıkmadı. | Open Subtitles | لم تأتِ نظريّتي عن قاتل فتيات البراميل بنتيجة |
Bize ateş ettiklerinde bombardıman darbesi Varildeki içkileri tutuşturacak. | Open Subtitles | عندما يُطلقون علينا , الاصطدام.. الإصطدام الناجم عن القنابل سيُشعل محتوى البراميل |
Ama Varildeki metal parçaları bulmuşlar. | Open Subtitles | لكنهم وجدا شظية معدنية من البراميل. |
Bekle, bu Jordan'ı doğrudan Varildeki kızların her tecavüzcüsüne bağlıyor. | Open Subtitles | هذا يربط (جوردن) بكلّ جريمة اغتصاب لفتيات البراميل بشكل مباشر |
Diğerleri gibi onun da Varildeki kızlarla bağlantısı çıktı ama Jordan'la bir bağlantısını bulamadık. | Open Subtitles | تربطه بفتيات البراميل كالآخرين، ولكن لم نجد صلة تربطه بـ(جوردن) |
Varildeki kızların hepsi narin tiplerdi. | Open Subtitles | فتيات البراميل كلّهنّ هزيلات |
Varildeki kızlar davası. | Open Subtitles | قضيّة فتيات البراميل |
Bana ve Varildeki diğer kızlara benziyor. | Open Subtitles | -إنّها تشبهني وتشبه فتيات البراميل |
Senin gibi birisi için bu Varildeki balıkları avlamak sayılır. | Open Subtitles | بالنسبة لشخص مثلك إنه يشبه صيد سمكة في برميل |
Varildeki balığı tutmak gibi. | Open Subtitles | مثل اطلاق النار أسماك التونة في برميل. |