Oraya varmak için çok sayıda fiyasko yaşandı. | TED | لقد تطلب الأمر اخفاقات عديدة للوصول الى ذلك المبتغى. |
Doğru yolu bulmak için tüm bu hazırlık çalışmaları, bu noktadan sonra çok önemli ve biz sadece, doğru yere varmak için işimizi yaptık. | Open Subtitles | العملية اللوجستية الكُلية للوصول الى هنا ، لحدِّ هذه النقطة تكون هائلة ونحن في تدَّبر أمرِنا لجعلها صحيحة. |
O kadar uzaktı ki oraya varmak için üç uçağa binmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان بعيدا جدا، اضطررت إلى ركوب ثلاث طائرات للوصول الى هناك |
Bu noktaya varmak için çok çalıştık. Her ne kadar kabul etmesen de, bana muhtaçsın. | Open Subtitles | لقد عملنا بجد لنصل إلى هنا على الرغم . بأنّك لم تعترف , أنت بحاجتي |
Tam ortaya varmak için mi üç saat, tepeye varmak için mi? | Open Subtitles | هل الثلاث ساعات لنصل الى العمق أم الى الأعلى؟ ؟ |
- Gitmemiz gereken yere varmak için 15 dakikamız var, anladın mı? | Open Subtitles | -الأن لدينا 15 دقيقة لنصل -الى المكان الذي يجب أن نكون فية |
Ne kadar süredir aynı yere varmak için hayatının koridorlarında kör şekilde koşuyorsun? | Open Subtitles | منذ متى وأنت تركض بغشاوة أسفل ممرات حياتك لينتهي بك المطاف في نفس المكان؟ |
Ne kadar süredir aynı yere varmak için hayatının koridorlarında kör şekilde koşuyorsun? | Open Subtitles | كم من الوقت؟ منذ متى وأنت تركض بغشاوة أسفل ممرات حياتك لينتهي بك المطاف في نفس المكان؟ |
Venedik'e varmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع الانتظار للوصول الى البندقية. |
Stüdyo'ya varmak için yarım saatim var. | Open Subtitles | حسناً لدي نصف ساعة للوصول الى الأستديو |
─ Oraya varmak için 9 dakika 30 saniye. | Open Subtitles | تسعة دقائق ونصف للوصول الى هناك فقط - ! |
Buraya iyi bir anlaşmaya varmak için geldik ve sen onu çizgiyi geçmesine kadar yardım edeceksin, ama sen bunu yaparken insanlar senin nasıl biri olduğunu bilmemeliler. | Open Subtitles | لقد فعلتُ المستحيل لنصل إلى هنا وأنت ستأخذين بيده إلى خط النهاية ولكن لا يمكنكِ فعل هذا إن عرف الناس |
Oraya varmak için yarıp, geçmeliyiz! | Open Subtitles | علينا أن نتقحتم ساحة المعركة لنصل إلى هناك. |
Qui Gonga varmak için yeterince vaktimiz kalır. | Open Subtitles | سيكون لدينا الوقت لنصل . إلى كوى كونج |
Buraya varmak için çok çalıştık. | Open Subtitles | لقد عملنا بجد لنصل لما نحن فيه |
Bir yerlere varmak için gerçeklerimizi filtrelememiz gerekir. Arkadaşlar, komşular, aileler, çocuklar, iş arkadaşları, gazeteler, dergiler yardımıyla. Sonuçta gerçek bilgiye ulaşmak için, bir arama motorunun bunu başarmanızda çok az yardımı olabilecektir. | TED | و لنصل حقيقةً إلى مكانٍ ما، نحتاج إلى تصفية جميع الحقائق هنا، من خلال الأصدقاء و الجيران و الأهل و الأطفال و شركاء العمل و الجرائد و المجلات، لنستند في النهاية إلى حقيقة حقيقية، التي تكون شيئًا تضعف محركات البحث في المساعدة على تحقيقه. |