...yani biri onun ne yaptığını anladı onu takip etti ve öldürdü. | Open Subtitles | لذا نحن نعتقد أن شخص ما حصل على الورك لِما كان يفعل، تبعه إلى الموقع وقتله |
Bir daha o kızları kullanamayacaksın çünkü birisi Neal'a potasyum klorat enjekte etti ve öldürdü. | Open Subtitles | لن تزودي نفس الفتيات ثانيةً لأن احدهم حقن الضحية بكلوريد البوتاسيوم وقتله |
Belki bu kişi onu vurdu ve öldürdü. | Open Subtitles | وربّما قد قام ذلك الشخص بإطلاق النار عليه وقتله. |
Belki de The Keep'e giremeyen biri sinirlendi ve öldürdü onu. | Open Subtitles | لذا ، ربما احدهم من لم يستطيعو دخول البقاء اصبح غاضباً وقتله |
Prangasından kurtuldu ve öldürdü. Bunu, sizinle tartışacak değilim. | Open Subtitles | لقد خلع السوار ثم قتله لن أتحدث عن هذا معكِ |
onları o öldürmedi - o öldürdü ... bilekliğini bozdu ve öldürdü, bunu seninle konuşmayacağım. | Open Subtitles | -لم يقتله - بلى قتله .. لقد خلع السوار ثم قتله لن أتحدث عن هذا معكِ |
Mangold, Davis'i sıradakinin o olduğu konusunda uyarmaya çalıştı. Janklow onu takip etti ve öldürdü. | Open Subtitles | "مانغولد" حاول تحذير "ديفاز" انه سيكون التالي, لكن "جانكلو" لحقه وقتله. |
Bu Amerikalı büyükbabamı ele geçirdi ve öldürdü. | Open Subtitles | هذا الأمريكي المطارد نزل والدي وقتله |
- Leroy'un kafası karıştı ve öldürdü. - Evet, olabilir. | Open Subtitles | -و " ليروي " خلط الأمر وقتله ؟ |
Görünüşe göre birisi Marcus'u iş üzerinde yakaladı ve öldürdü. | Open Subtitles | يبدو شخص أمسكه في العمل وقتله |
Veya Ralph Dev'i sevmiyordu ve öldürdü. | Open Subtitles | أو أن (رالف) لم يحب (ديف) وقتله فحسب وإختلق كل هذا |