Uyuşturucu, fuhuş ve şantaj işlerini yönetir. | Open Subtitles | ويقوم بإدارة أعمال المخدرات والإبتزاز والبغاء |
Sen her zaman oral seks ve şantaj yaparak başarılı olacağını sanıyorsun. | Open Subtitles | تعتقد بأنك دائما ستكون قادر على التقدم , عبر تكسير الحواجز استخدام الجنس والإبتزاز |
Rüşvet ve şantaj sayesinde yeni Rus ekonomisinin en zenginlerinden birisi oldu. | Open Subtitles | أصبح من أغنى الرجال في الإقتصاد الروسي الجديد بسبب الرشوة والإبتزاز |
Hintyağı içirip hapse atarak, işkence ve şantaj yaparak mı? | Open Subtitles | بأعطاء زيت الخروع ؟ بالرمي في الزنازين ؟ بالتعذيب والابتزاز ؟ |
Kargo hırsızlığı, sahtecilik ve şantaj gibi işlerle meşguller. | Open Subtitles | يتعاملون في سرقة البضائع، التزوير والابتزاز. |
Sen ve Shelby kendi adayınıza uyuşturucu vermek ve şantaj yapmak için anlaşmıştınız | Open Subtitles | أنت وشيلبي تآمرتما على تخدير وابتزاز مرشحكما |
Entrikalar, eskort kızlar ve şantaj mı? | Open Subtitles | السياسة والفتيات المُرافقات والإبتزاز. |
- Evet, 1977'ye dönersek, Billy Pitt saldırı ve şantaj suçlarından... federal hapisanede 10 yıl yatmış. | Open Subtitles | بتهمة الإعتداء والإبتزاز -وماذا؟ -الإبتزاز |
Bu ilişkiyi kullanarak tehdit ve şantaj yapmak. | Open Subtitles | ...استغل هذه العلاقة للتهديد والإبتزاز |
Artık zorbalık ve şantaj yok. | Open Subtitles | لا مزيد من التهديد والإبتزاز. |
Uyuşturucu, adam kaçırma, mülk hırsızlığı ve şantaj işleri Başkan Narvekar'ın desteğiyle Jaikant Shikre tarafandan yürütülüyormuş. | Open Subtitles | وجميع الأدوية والخطف والابتزاز مضارب الاستيلاء على الأراضي، .. تم تشغيلها من قبل Jaikant Shikre بدعم .. وزير Narvekar. |
Bu iddiaya rüşvetçilik ve şantaj yaptığı, çivi tabancası bulundurduğu da dahil. | Open Subtitles | ينطوي على الرشوة والابتزاز و إخفاء سلاح |
Kumar, tefecilik ve şantaj geçmişi var. | Open Subtitles | له علاقة بالقمار والابتزاز |
Dolandırıcılık, kanunsuzluk, aldatıcı ticaret ve şantaj. | Open Subtitles | احتيال وعدم عدالة وممارسات تجارية خادعة وابتزاز |