Benim gizlice dinlemem bunu engelledi Ve şimdi o erken bir otobüsle evine geri dönüyor. | Open Subtitles | تنصتي منع ذلك و الآن هو ذاهب للبيت في الحافلة الأولى |
Buna rağmen Bart'la evlendin Ve şimdi o da öldü. | Open Subtitles | و تزوجتِ (بارت) على كل حال، و الآن هو ميّت |
- Hayır, oğluyla da birşeyler oldu Ve şimdi o da yatıyor. | Open Subtitles | -لا، تورطت في مشكلة مع ابنه . والآن هو طريح الفراش أيضاً. |
- Hayır, oğluyla da birşeyler oldu Ve şimdi o da yatıyor. | Open Subtitles | -لا، تورطت في مشكلة مع ابنه . والآن هو طريح الفراش أيضاً. |
Yanlış, esir alınmış Ve şimdi o bir tutuklu. Ne? | Open Subtitles | ــ خطأ، تمّ احتجازها كرهينة وهي الآن أسيرة ــ ماذا؟ |
Ve şimdi o öldü. Taş gibi ölü. | Open Subtitles | و الان هو ميت اكثر موتاً من الوقت الان |
Ve şimdi o da gitti, ilişki de bitti, inan bana. | Open Subtitles | التشويق في إبقاء العلاقة سراً والآن بعد أن كُشفت الحقيقة صدقيني |
Aaaliyah Nadir her şeyini riske etti Ve şimdi o ve çocukları bütün dikkatimizi hak ediyorlar. | Open Subtitles | والآن هي واولادها يستحقون كامل اهتمامنا. فلنجدها |
Ve şimdi o kadın geliyor- - Evet. | Open Subtitles | والآن هى تتجول اسفل الممر |
Ve şimdi o sevimli, ve hiç de katı değil. | Open Subtitles | و الآن هو عزيز و غير متأكد |
Ve şimdi o da, senin hakkında bir şey biliyor. | Open Subtitles | و الآن هو يعلم شئ ما عنك. |
Ve şimdi, o öldü. | Open Subtitles | و الآن, هو ميت |
John sadece babasını dışarı çıkarmak istedi, Ve şimdi o öldü. | Open Subtitles | كل ما أراده هو أن يخرج والده من السجن ، والآن هو ميت |
O buraya beni kartarmaya geldi ve şimdi ve şimdi, o tehlikede. | Open Subtitles | لقد أتى هنا لكي ينقذني والآن والآن هو في ورطة |
Travis'e karşı çok karmaşık duygular içerisindeyim Ve şimdi o çıkmış dışarıda av peşinde. | Open Subtitles | انا عندي كل هذه المشاعر المضطربة لـ ترافيس, والآن هو في الخارج يخوض المجال, |
Karımın söylediklerini dinlemedim Ve şimdi o ölmüş biri kadar değerli. | Open Subtitles | لم أستمع لما ما لدى زوجتي لتقوله وهي الآن ستموت |
O bazı düşük asılı içine çarptım meyve Ve şimdi o berbat . | Open Subtitles | لقد اعتادت على الطرق السهلة وهي الآن منزعجة |
Ve şimdi o öldü. Taş gibi ölü. | Open Subtitles | و الان هو ميت اكثر موتاً من الوقت الان |
Ve şimdi o potansiyeli açığa çıkarıyorum ve sen kıskanıyorsun. | Open Subtitles | والآن بعد أن أعيش تصل إلى هذه الإمكانية، كنت غيور. |
Ve şimdi o gittiğine göre, çocuklar, 19. | Open Subtitles | والآن بعد أن ذهب يافتيان فإن المقاطعة التاسعة عشر |
Küçücük bir delil için bile her şeyi bırakıp geldim Ve şimdi o delil elimde. | Open Subtitles | ولقد تخليتُ عن أي شيء حتى أعثر ولو على جزء ضئيل من الحقيقة والآن هي بحوزتي |
Ve şimdi o ve tüm ailesi hacizle karşı karşıya. | Open Subtitles | والآن هي وجميع عائلتها سوف يطردون. |
Babam senin gitmene sebep olmadı. Hanna oldu. Ve şimdi o burada. | Open Subtitles | أبانا لم يجعلك ترحل ولكنها (هانا)، والآن هى هنا |