ve Afrika'daki yangınları söndürüp söndürmediğimiz. | TED | وماذا فعلنا او لم نفعل لإخماد النيران في أفريقيا. |
İlk dalga 1940 ve 1950'lerde gerçekleşti ve Afrika'daki sömürge kolonilerinin bağımsızlığına öncülük etti. | TED | حدثت موجة الاحتجاجات الأولى في سنوات الأربعينيات والخمسينيات من القرن الماضي وأدت إلى إنهاء الاستعمار في أفريقيا. |
ve Afrika'daki zalim tabloyu da- Afrika'yı seviyorum, ve biz Afrika'da ne görüyoruz? | TED | والصورة القائمة في أفريقيا -- أحب افريقيا، وماذا رأينا في أفريقيا؟ |
Kesinlikle, bu sermayelerin çoğu için mesele tüketici riskini iyi değerlendirmeyen piyasalar özellikle de bizimki gibi piyasalar ve Afrika'daki gibi gelişen piyasalar. | TED | عمار: بالضبط. للكثير من شركات رأس المال، السوق لا تستطيع أن يقيم مخاطر المستهلك جيدًا وبالذات في سوقنا في أسواق مستجدة وهنا في أفريقيا. |
ve Afrika'daki ulusları görüyoruz. | TED | هانحن نرى دولاً في أفريقيا. |
(Güler) Organik kimya doktoranız var, Mauritius Üniversitesi'nde rektör yardımcılığı yaptınız, başarılı bir girişimcisiniz, bilim alanındaki çalışmalarınızla sayısız ödül kazandınız ve Afrika'daki ilk Müslüman kadın başkansınız. | TED | أمينة غريب - فقيم: (ضحك) س.ب: لديك دكتوراه في الكيمياء العضوية، كنتِ نائبة مستشار جامعة موريشيوس، سيدة أعمال ناجحة، حاصلة على العديد من الجوائز لعملك في العلوم وأنتِ أول مسلمة تترأس دولة في أفريقيا. |