Yani şu an sadece Amerika'nın güvenliğinden değil 100'den fazla adamımız ve ailelerinin güvenliğinden söz ediyoruz. | Open Subtitles | ,مما يعني, أننا نتكلم ليس عن فقط العملاء الامريكيين لكن عن سلامة أكثر من 100 رجل وأمرأة وعائلاتهم |
Opioid belası, sadece bunu yaşayanların, kullananların hayatlarıyla sınırlı kalmaz bu uyuşturucu salgını, ona yakalananların ve ailelerinin çok daha ötesini etkiler. | TED | وباء الأفيون ليس فقط بخصوص الذين يعيشون باضطراب استخدام الأفيون لأن الوباء يذهب إلى ما هو أبعد من أولئك الذين يعيشون بهذا وعائلاتهم. |
Lorna ve Judith’in de tahmin ettiği gibi, aslında umduğu gibi, tanıların sayısında bir artış oldu ki bu nihayet hak ettikleri destek ve hizmetlerden otistik insanların ve ailelerinin faydalanmasına imkân sağlayacaktı. | TED | بدأت أعداد التشخيص بالإرتفاع، مثلما توقع كل من لورنا وجوديث، في الواقع تمنيا ذلك وما أرادا، تمكين الأشخاص المصابين بالتوحد وعائلاتهم من الحصول أخيراً على الدعم والخدمات المناسبة. |
Bu insanların ve ailelerinin bunu deneyimlediklerinde neler hissettiğini anlamanız gerek. | TED | وعليكم أن تفهموا ما يشعر به هؤلاء الناس وما وَقْعُ ذلك على عائلاتهم عندما يحدث. |
Annem de onlara teşekkür eder ve ailelerinin nasıl olduğunu sorardı. | TED | كانت تشكرهم، وتسألهم عن حال عائلاتهم وأحوالهم الصحية. |
Millerların ve ailelerinin üzüntüsünü paylaşıyoruz. | Open Subtitles | (قلوبنا تقف مع آل (ميلر وعائلاتهم |
Çevrelerinde olan ve ailelerinin karşılayabildiği sağlıksız ve az kalorili şeylerle kendilerini doyuruyorlar. | TED | لذلك، فهم يملأون بطونهم بأغذية غير صحية وسعرات غذائية رخيصة والتي تحيطُ حولهم في مجتمعاتهم ولا تستطيع عائلاتهم تحمله. |
Öğretmenler, öğrencilerinin ve ailelerinin hayatlarının her şeyine dahil oluyorlar. | Open Subtitles | أعني، الأساتذة يتعرَفون على جزئيات حياة تلامذتهم، عائلاتهم |
Commodus halkınız açlık çekiyorsa ve hayatları ve ailelerinin hayatları tehlikedeyse ve sonra bir adam kendi şahsi tahıl stokuyla son anda ortaya çıkıyorsa o adama herkes kahraman der. | Open Subtitles | كومودوس لو كان قومك يتضورون جوعا , و ثمةخطر يهدد أرواحهم و أرواح عائلاتهم ثم يتدخل رجل ما |
1976'da Soweto ayaklanmasına katılan çocuklardan biri, bu olayın siyahi çocukları ve ailelerinin ayrılığını temsil ettiğini söyledi. Çünkü aileler onları ırkçılık kuralları altında yetiştirdi. Serbestçe konuşmanın ne kadar tehlikeli olduğunu biliyorlardı. | TED | في العام 1976، أحد الأطفال المشاركين بانتفاضةسويتو قال إن هذا الحدث يمثل الطلاق بين الأطفال السود وعائلاتهم، لأن عائلاتهم نشأت في ظل نظام العنصرية، وكانوا يعرفون مدى خطورة الكلام. |
Bu film, halen kayıtlarda "Kayıp ve İsimsiz" olarak geçenlere ve ailelerinin kalplerinde ve hatıralarında yaşayanlara adanmıştır. | Open Subtitles | "هذا الفيلم مُخصص لكل من ظل "مفقود ومجهول" ولمن عاشوا في قلوب وذاكرة عائلاتهم" |