"ve aslında" - Traduction Turc en Arabe

    • وفي الواقع
        
    • وفي الحقيقة
        
    • في الحقيقة
        
    • في الواقع
        
    • وبالفعل
        
    • وحقيقة
        
    • وفى الحقيقة
        
    • والواقع
        
    • وبالحقيقة
        
    • واقع الأمر
        
    ve aslında bizi yaratan, yaşamı yaratan ve tüm yaşamsal şeyleri yaratan ışıktır. TED وفي الواقع ,انه انشأنا انشأ الحياة انشأ كل الاشياء في الحياة
    ve aslında kendim ne başarırsam başarayım, bu farkındalığı yaratamazdım. TED وفي الواقع لا يمكنني رفع مستوى الوعي بمفردي, مهما تكن انجازاتي
    ve aslında, işte bir örnek: Higgs bozonun Higs bozonunu bulması. TED وفي الحقيقة, سأعطيكم مثالاً : الهغز بوزون, البحث عن الهغز بوزون.
    ve aslında şu an hiç olmadığı kadar aramız iyi. Open Subtitles وفي الحقيقة, الآن أعتقد بأننا أفضل مما كنا عليه سابقاً
    Kimse bunu bilerek yaptığını ve aslında benden güçlü olduğunu bilmeyecek. Open Subtitles لن يعرف احد أنك فعلت ذلك, وأنك في الحقيقة أقوى مني.
    ve aslında bu videoyu neden çektiği hakkında bir fikriniz yok. Open Subtitles و في الواقع ليس لديك أدنى فكرة عن سبب صنعها للفيديو
    ve aslında bu adamları bunun içine bırakacağız. TED وفي الواقع سوف نقوم باسقاط تلك العناصر في ذلك الحساء طوال الوقت
    ve aslında bu son adam burada birkaç yıl önce burada Rio'nun Olimpik oyunları kazanması durumuna uyduğunu düşündüğüm birkaç cümle söyledi. TED وفي الواقع فإن آخر شخص هنا قد قال عبارة منذ أعوام قليلة تليق على ما أعتقد على حالة فوز ريو باحتضان الالعاب الأوليمبية
    Ve bu insanlar bir sürü enterasan ve aslında bir hayli geçerli çözümler ürettiler bu problemlere. TED وقد توصلوا إلى عدد كبير من الحلول المثيرة للاهتمام، وفي الواقع كانت حلولا صالحة للمسائل التي كانوا يعملون على حلها.
    ve aslında Emily'nin yattığı hastanedeki eczaneye yeni gelmişti. Artrit için. TED وفي الواقع تمت إضافته إلى صيدلية المستشفى التي كانت فيها إيميلي، لعلاج التهاب المفاصل.
    ve aslında onlar, insanoğlunda mükemmel bir farklılaşmayla sonuçlanırlar. Aslında ikimizin hiç de aynı olmaması gibi. TED وفي الواقع فإنّها تَنْتُجُ في تمايز رائع للبشرية. بمعنى أنه لن تجد بيننا اثنان مساويان لبعضهما البعض.
    Gururum okşandı ve ve aslında ikimiz için de biraz onur kırıcı. Open Subtitles هذا شيء متملق جداً، وفي الحقيقة انه بالفعل شيء مهين لكلا منا
    ve aslında benzer çözümler elde etmek maksadıyla doğada bulunan çok sayıda örneğe dönebiliriz. TED وفي الحقيقة يوجد امثلة كثير في الطبيعة يمكنها ان تتحول الى حلول عملية
    Şimdi biliyoruz ki, eşini dövmekten suçlu bulunan biri, ve aslında iyi bir adam değil. TED نعلم الآن انه مدان بالاعتداء على زوجته، وفي الحقيقة هو ليس شخصا جيدا.
    ve aslında, kliniğimde hastalarımın duygusal anlamda düzelmeleri için en az fiziksel engellerine ayırdığım kadar zaman ayırırım. TED وفي الحقيقة ، أقضي معظم أوقاتي في العيادة في التعامل مع التحضير النفسي للمرضى الموازي للإعاقة الجسدية.
    ve aslında, tek seferlik ürünler ve ısmarlama ürünleri toplu olarak üretebildiğimiz için bireylere özel implantlar üretebiliyoruz. TED في الحقيقة, لانه يمكننا صناعة منتجات مفصلة كثيرة في مرة واحدة يمكننا صنع الاعضاء تختص بالافراد
    ve aslında, biz bu şeylerle yedek parça üretebildiğimiz için makineler tam anlamıyla kendi kendilerini üretiyorlar. TED و في الحقيقة لانه بامكاننا صنع قطع الغيار باستخدام اشياء الماكينات بكل معنى الكلمه تصنعها بنفسها
    Hayır. ve aslında bu sabah özel bir dersten kaytardı. Open Subtitles لا ، في الواقع هو فوت الدرس الخاص هذا الصباح
    ve aslında, bir dâhinin düşüncelerini gizlice dinlemek eğitici bir deneyimdir. Open Subtitles في الواقع ، الإستماع إلى خواطر عبقري ، تعد تجربة تعليمية
    Cumartesi gününü biraz daha sakin geçirmiş gibi, fakat Pazar sabahı tekrar işine dönüyor, ve aslında bu haftanın o zamanından sonra daha durgunlaşıyor. TED إذاً نرى أنه كان هادئاً يوم السبت، لكنه عاد للعمل في صباح الأحد، وبالفعل تفتق منذ ذلك الوقت هذا الأسبوع.
    ve aslında içlerinden bir tanesi, oldukça büyük ve içinde bir sürü solucan var. TED وحقيقة أحد هذه الصناديق كان كبيراً، وكان لدي الكثير من الدود به.
    Sonunda, 15 sene önce teknoloji başka bir yıldızın çevresinde bir gezegen keşfedebileceğimiz bir noktaya geldi, ve aslında gayet iyi de iş başardık. TED أخيراً منذ 15 سنة ، وصلت التكنولوجيا إلى نقطة حيث كان بإمكاننا إكتشاف كوكب حول نجم آخر ، وفى الحقيقة قمنا بعمل جيد .
    Büyük sözler verdiler ve aslında bunların bir çoğunu gerçekleştirdiler. TED لقد وعدو ببعض الوعود العظيمة، والواقع انهم أنجزو الكثير منها.
    ve aslında, gelecek evrim daha hızlı gerçekleşecek, teknolojik zaman periyodunda, doğal seçilim periyodunda değil. TED وبالحقيقة أن التطور المستقبلي سيحدث بشكل أسرع، على الجدول الزمني التكنولوجي، ليس على المقياس الزمني الطبيعي.
    Şimdi, yöneticiler ve patronlar genelde iş yerindeki gerçek rahatsız edicilerin Facebook, Twitter, Youtube ve diğer web sitelerinin olduğunu düşünürler. ve aslında, biraz daha ileri gidip bunları iş yerinde yasaklarlar. TED الآن , المديرين وأصحاب العمل كثيرا ما تعتقد أن الاضطرابات الحقيقية في العمل بسبب أشياء مثل الفيسبوك وتويتر ويوتيوب وغيرها من المواقع. في واقع الأمر , ان الأمر سينتهي بحظرها في العمل.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus