Ve bütün bu ekosistemi 33 sene öncesine kadar bilmiyorduk bile. | TED | وكل هذا النظام البيئي لم يكن معروفاً قبل حوالي 33 عاماً مضت. |
Ve bütün bu zaman boyunca ben senin yalnızca büyük, vahşi, sessiz, insanımsı bir şey olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | وكل هذا الوقت طنت أظنك مجرد شئ ضخم، متوحش وصامت |
Ve bütün bu şeyler bana, heyecan, keyif ve merak veriyor. | TED | وكل هذه الأشياء بالنسبة لي تعطي نوعا من البهجة والإثارة والدهشة. |
Bu ağ örgülerini alırsanız, bu ağ örgüleri düşüncesini, Ve bütün bu hesaplanabilen evrensel ilkelere bütün bu ölçümleri uygularsanız Ve bütün bu sınırlamalar ormanın tanımını, dolaşım sisteminizin tanımını, hücrelerin iç yapısının tanımını belirler. | TED | إذا أخذت هذه الشبكات هذه الفكرة عن الشبكات وطبقت عليهم مبادئ عالمية مبادئ رياضية ,مبادئ كونية كل هذه المقاييس وكل هذه القيود تتايع ويتضمنها توصيف الغابة توصيف نظام دورتك الدموية التوصيف ضمن الخلايا |
ve muhtemelen farketmediniz ki bütün bu bahsettiğim şeyleri yapacak--- ama sarmallar, fiber optik kabolar ve bilgisayarlar Ve bütün bu tarz cihazlarla --- Japonya'dan en yüksek çözünürlük. | TED | و من المحتما أنكم لم تلاحظوا أنه هو الذى سيقوم بكل تلك الأشياء-- و هو ملئ بالملفات اللولبية و الألياف الضوئية, و أجهزة الكومبيوتر و كل تلك الأشياء-- و هى أعلى تقنيات من اليابان. |
Bir gün iyi bir yağmur yağacak Ve bütün bu pislikleri temizleyecek. | Open Subtitles | سياْتى اليوم الذى تزال فية هذة القاذورات من الشوارع. |
Ve bütün bu değişiklikleri yapmanın yöntemi hakları belirterek seçenek sunma ile oldu. | TED | وكل ما تطلبته لتغيير الأشياء من موضعها كان السماح بالاختيار عبر التعرف على الحقوق. |
Eğer bir şekilde zaman makinesini alabilirsen seni eve gönderebilirim Ve bütün bu kabus sona erer. | Open Subtitles | اذا استطعت بطريقة ما الحصول على آلة السفر عبر الزمن سأكون قادراً على ارسالك الى زمنك وكل هذا الكابوس سينتهي |
Ve bütün bu ev benim mi? | Open Subtitles | وكل هذا المنزل ملكي ؟ |
Ve bütün bu gey meselesi hakkında. | Open Subtitles | وكل هذا.. الشيء المثلي. |
Ve bütün bu olanlar yeni. | Open Subtitles | وكل هذا جديد جداً |
Yarından itibaren Beale, eski formatına dönüyor Ve bütün bu saçmalık sona eriyor. | Open Subtitles | لذا غداً، سيعود(هوارد)إلى الصبغة القديمة... وكل هذا الفساد اللعين سينتهي |
3D baskı olayına Ve bütün bu işleyişe geri dönelim: Kişiye özel bir şeyler yapılmasına olanak veren bir işleyişimiz var; çok kişisel ve kendi kendini karmaşıklaştıran bir sistem bu. | TED | لنعود للطباعة ثلاثية الأبعاد وكل هذه العملية: لدينا عملية تضفي نفسها لصنع شيء واحد لكل شخص؛ إنه فريد للغاية، وهو في الواقع يفسح المجال للتعقيد. |
Ve bütün bu cihazlar ona açılan kapılar olacak. | TED | وكل هذه الأجهزة ستكون محمولة بداخلها. |
Ve bütün bu şeyler gerçekten iğrenç ama asıl sinsi şey bütün bir ekosistem üzerinde neden olduğu değişikliklerden ötürü biyolojik kirliliktir. | TED | وكل هذه المواد هي مثيرة للاشمئزاز حقا ولكن ماهو ماكر حقا هو التلوث البيولوجي الذي يحدث وذلك بسبب أهمية تغير الطقس الذي يسببه للنظام البيئي ككل |
Ve bütün bu konuşulmadan bırakılan şeyler birikti... | Open Subtitles | وكل هذه الأشياء التى نتركها ولا نذكرها |
Ve bütün bu kağıtlar aynı banka referansına sahip-- Kaliforniya Merkez Bankası. | Open Subtitles | وكل هذه المستندات مصدرها بنك واحد |
Ama akran üretimi ne yapıyor? Akran üretimi tamamen farklı bir şekilde işliyor ve çok büyük bir kalite çeşidi var. Mesela eBay, ilk akran üretimi şirketi, ilk Akran, Inc. sayılabiliriz derim, erkenden ve akıllıca kavradı ki bir oylama sistemi olmalı ve yourmlar Ve bütün bu berbat yan işler. | TED | ولكن ماذا يفعل إنتاج الأقران؟ إنتاج الأقران هو هذه الطريقة المختلفة كلياً للقيام بالأمور, ولديك مدى واسع من الجودة, واذاً موقع "اي باي", بذكاء, أول انتاج أقران, "شركة الأقران", أود القول, انهم اكتشفوا مبكراً, انهم بحاجة إلى إضافة التصنيفات والتعليقات و كل تلك الأشياء الجانبية المزعجة. |
Bir gün iyi bir yağmur yağacak Ve bütün bu pislikleri temizleyecek. | Open Subtitles | سياْتى اليوم الذى تزال فية هذة القاذورات من الشوارع. |
daha sonra, gecenin bir vakti uyandım, çünkü, geceleri daima uyanırım. Bilgisayarımın başına gittim Ve bütün bu kırmızı noktaları gördüm. biliyorsunuz, Facebook'ta daha önce böyle bir şey görmemiştim. | TED | ولاحقًا في تلك الليلة، استيقظت لأني استيقظ دائمًأ في الليل، وذهبت للحاسوب وكل ما رايته هو تلك النقاط الحمراء، كما تعلمون، علي الفيس بوك، والتي لما أراها مطلقًا قبلًا. |