Sen ve Başkan birlikte çay içiyordunuz. Gerçekten çok hoş çiçek çayıydı. | Open Subtitles | وأنتي والرئيس كنتما تجلسان أمام بعضكما، وتشربان الشاي، شاي زهور جميل جدًا |
Tüm kamp köprüye gidecek ve Başkan da en önde olacak. | Open Subtitles | المخيم كله يعبث علي الجانب الاخر من الجسر والرئيس بينهم |
Üç hafta içinde ödeneğimiz gözden geçirilecek ve Başkan, bir ajan kaybetmeyi nasıl becerdiğimi öğrenmek istiyor. | Open Subtitles | لقد خضعنا لفحص أموالنا فى خلال 3 أسابيع والرئيس يريد أن يعرف كبف أتدبر أمر خسارة عميل |
Sen ve Başkan, bu aralar pek bir yakınsınız, değil mi? | Open Subtitles | انتِ والعمدة قد تقاربتما كثيراً مؤخراً , أليس كذلك؟ |
ve Başkan Gainey'de İmparator Palpatine. Ve Scooter McGreevy, o da Darth Vader. | Open Subtitles | والعمدة جايني مثل الامبراطور بالباتين , وسكوتر مقريفي مثل دارث فيدر |
Uzay gemisi Altın Kalp'in ve Başkan Beeblebrox'un yerini tespit ettik. | Open Subtitles | لقد عينّا مكان سفينة الفضاء قلب الذهب و الرئيس بيبلبروكس |
Ama bendeki bilgilere göre bugün Lockheed'deki protestoda, babana ve Başkan'a karşı kişisel saldırılarını gerçekleştirme niyetindeymişsin. | Open Subtitles | ولكن طبقاً لمعلوماتي فقد كنت على وشك بدء هجوم شخصي على والدك و الرئيس في سباق اليوم بلوكهيد |
Babanın ve Başkan'ın sözlerini tutacağını nereden bileceğim? | Open Subtitles | .. كيف اعلم ان والدك والرئيسة سيتحترمون وعدك؟ |
Eğer Papaya ve Başkan'a ulaşılabiliyorsa sen de ona ulaşabilirsin. | Open Subtitles | إذا كان بإمكانهم أن يصلوا إلي البابا والرئيس فأنت يمكنك أن تصل إليه بالتأكيد |
Eğer Papaya ve Başkan'a ulaşılabiliyorsa sen de ona ulaşabilirsin. | Open Subtitles | إذا كان بإمكانهم أن يصلوا إلي البابا والرئيس فأنت يمكنك أن تصل إليه بالتأكيد |
Başkan Logan ve Başkan Suvarov bu uzlaşmanın iptaline dair, birlikte demeçte bulunmadıkları müddetçe idâm edilmeleri emri vereceğim. | Open Subtitles | لو لم يدلي الرئيس الأمريكي والرئيس الروسي بتصريح مشترك يرفضان فيه هذه المعاهدة |
9'da basın ofisiyle görüşmeniz var... ve Başkan, sabah yapacağı açıklamaya katılmanızı istiyor. | Open Subtitles | لديك موعد في التاسعة صباحاً مع المكتب الاعلامي والرئيس يريدكِ أن تحضري الاجتماع الصباحي |
Ben ve Başkan, ülkedeki herkesi koruyacak, en kullanışlı seçeneği arıyoruz. | Open Subtitles | ولكن الآن أنا والرئيس .نسعى لإكتشاف كُل خيار مُتاح لكى نتأكد من حمايةِ .كُل مُواطِن فى داخل دولتِنا |
Neyse, sadece sen ve Başkan yoktu. Başka biri daha vardı. Ama o kişinin kim olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | وبجانبك أنتي والرئيس كان هناك شخص آخر أيضًا ولكنني لا أعرف من هو |
Driscoll'e gelirsek, onun için kararı ben ve Başkan verir. | Open Subtitles | وبالحديث عن " دريسكل " فهي تملأ فواتير مكالماتي أنا والعمدة |
Sen, baban ve Başkan hep birlikte onu öldürenin canını kurtarmaya çalıştınız. | Open Subtitles | لقد قتلوا كلًا من أنت ووالدكَ، والعمدة لإنقاذ حياة (ديفيل) الذي قتله |
Polis ve Başkan, katilin sen olduğunu söyledi, sen. Yere! | Open Subtitles | الشرطة والعمدة قالوا إنك القاتل، أنت. |
Ve Moe'nun yerinden sonra, Krusty Burger'e gittik, ve Başkan biraz daha para üstü aldı. | Open Subtitles | و بعد حانة (مو), ذهبنا لمطعم (كرستي) للبرجر والعمدة حصل على بعض الفكة أيضاً |
Senin ve Başkan'ın orada olmanızdan büyük mutluluk duyarım... | Open Subtitles | لقد أرحب كثيرا بمجيئك أنت و الرئيس إلى هذا الحدث |
baban ve Başkan da biraz konuşsunlar. Hadi tatlım. | Open Subtitles | لم لا نأخذجولة، لكي يتكلم أبوك و الرئيس معا |
Rap müziği o icat etti ve Danny Glover ve Başkan Obama'nın akrabası. | Open Subtitles | تروي يغني موسيقى الراب و أنه متعلق بداني جلوفر و الرئيس اوباما |
Ayrıca, Amiral ve Başkan'ın eski liderleriyle yalnız olarak biraz vakit geçirmekten hoşlanacaklarını tahmin ediyorum. | Open Subtitles | بالإضافة لذلك , أشُك أن الأدميرال والرئيسة يُمكننا التمتع ببعض الهُدوء والمُهادنة أوقات خاصة مع قوادهم السابقون |