ve bir anda bir kez daha enstitü bir dinlenceye dönüşüyor. | TED | وفجأة تتحول المؤسسة مرة أخرى، إلى مكان لتشاهد فيه الحدث. |
ve matematik ödevini yapıyordu. Katya ile konuşurken bir ara verdiğimde Lincoln'e baktım ve bir anda bir müvekkilimin anısı ile beynimden vurulmuşa döndüm. | TED | ويقوم بواجبه المنزلي وخلال لحظة صمت اثناء حوراي مع كاتيا نظرتُ إلى لينكولين وفجأة كنت مصعوقـا لأنني تذكرت موكلا من عملائي |
ve bir anda bir çift veya 100 çift ayakkabı değil, | TED | وفجأة انه ليس زوج من الاحذية او 100زوج |
ve bir anda bir çift siyah ayakkabı görürsün beyaz bir yelek ve bir yüz. | Open Subtitles | ... وفجأة ترى اثنين من الأحذية السوداء ... صديرية بيضاء وجه |