Uzun ve boş bir tünelin sonunda bir kapı düşün. | Open Subtitles | فكّر في بابٍ يقع نهاية نفقٍ طويل وفارغ. |
Ne kadar büyük ve boş. | Open Subtitles | انه كبير جدا وفارغ |
Yalnız ve boş. Tıpkı şimdi olduğun gibi. | Open Subtitles | وحيد وفارغ كما أنت الآن |
- Ben çok sığ ve boş kafalıyım hiçbir konuda fikrim ve söyleyecek ilginç bir şeyim yoktur. | Open Subtitles | أنا سطحية جداً وفارغة ولا أملك أية أفكار أو أي شيء مهم لأقوله |
Bana hep "Zavallı Holly hayatın çok üzücü ve boş" der gibi bakar. | Open Subtitles | وهي دائماً تعطيني تلك النظرة التي تقول هولي يا مسكينة , حياتك حزينة جداً وفارغة |
"Önemsiz ve boş bir hayata sahip Adolf Eichmann'ı rüzgâr, tarihin sayfalarına kattı." | Open Subtitles | من حياته الرتيبة, والخالية من المعنى" "والتي ليس لها قيمة "تعصف الرياح بأدولف ايخمان إلى التاريخ" |
Büyük ve boş bir yeri ara. | Open Subtitles | اوك.. ابحث عن مكان متسع وفارغ |
ve boş olması çalındı anlamına gelmez. Tamam. | Open Subtitles | وفارغ لا يعني مسروق |
Çok soğuk... ve boş görünüyor. | Open Subtitles | يبدو... بارد وفارغ. |
Bu stat çok ufak ve boş. | Open Subtitles | - هذا المدرج صغير جداً وفارغ . |
ve boş. | Open Subtitles | وفارغ. |
Yabancı müzik her zaman olduğu gibi anlamsız ve boş. | Open Subtitles | الموسيقى الأجنبية هي بلا معنى وفارغة |
Adam kendisi gibi olan insanlar gibi sahte ve boş. | Open Subtitles | مزيفة وفارغة مثله هو |
- Büyük ve boş! | Open Subtitles | -كبيرة وفارغة |
Uzun ve boş platform | Open Subtitles | المنصة الطويلة والخالية |