| Ve bunlar Çin'den, Japonya'dan, Kore'den ve kuzeydoğu Asya'nın başka bölgelerinden insanlar. | TED | وهؤلاء الناس من الصين واليابان كوريا، وأجزاء أخرى من شمال شرق آسيا. |
| Ve bunlar, 19. ve 20 yüzyılın aydınları ya da devlet adamlarıdır. Temel olarak Avrupa'ya bakmış ve imrenilecek birçok şey olduğunu görmüşlerdir. Örneğin, bilim ve teknoloji. | TED | وهؤلاء كانوا من العلماء أو رجال الدولة والسلطة منذ القرن التاسع عشر ولاحقاً في القرن العشرين بدأوا ينظرون الى اوروبا .. بصورة ما يجعلهم يحترمون علومها وتكنولوجيتها |
| Burada 3 binin üzerinde ABD firması iş yapıyor Ve bunlar Amerikan çıkarlarıdır. | Open Subtitles | هناك أكثر 3000 شركة أمريكية تعمل في هذه البلاد وهذه هي المصالح الأمريكية |
| Bu çatı, para tasarrufu yapıyor, Ve bunlar buraya gelen ilk türler. Bunlar çayır çılıbıtları. | TED | هذا هو السقف ، يوفر المال ، وهذه أول فصيلة تصل الى هنا. هذه طيور الزقزاق. |
| Bu zebra balıklarının genetik yapıları değiştirilerek sarı, yeşil ve kırmızı renkli olmaları sağlanmış Ve bunlar şu anda bazı eyaletlerde satılmaktadırlar. | TED | هذا السمك الصغير المخطط قد تمت هندسته وراثيا. ليكون أصفر وأخضر وأحمر، وهي بالفعل متوفرة في بعض الولايات. |
| Bu çillere güneş lekeleri deniyor Ve bunlar güneşin manyetik alanının göstergelerinden sadece bir tanesi. | TED | هذا النمش يسمى بقعا شمسية، وهي فقط إحدى مظاهر الحقل المغناطيسي للشمس. |
| Ve bunlar orijinal durumla karşılaştırma yapıldığında çıkan yüzdeler, başka bir deyişler, endüstriyel devrim öncesi çağ ile yani 1750. | TED | وتلك هي النسب في مقابل الوضع الاصلي, ماقبل الثورة الصناعية 1750 |
| Bunlar gibi Ve bunlar ve bunlar ve evet, hatta bu çift. | TED | ازواج مثل هؤلاء, وهؤلاء , و هذا الزوج , و , نعم حتي هذا النوع |
| Mesela Ethereum, Litecoin, Stellar, Dogecoin Ve bunlar popüler olanlardan sadece birkaçı. | TED | يوجد دوج كوين، ستيلار، لايت كوين، إيثيريوم وهؤلاء هم فقط القليل من أكثرهم شهرة. |
| sahip olduğunuz kontrol grubu -- Ve bunlar koçluk almayan kişiler -- ölçtüğümüz 18 temel uygulamanın yalnızca üçte birine ulaştılar. | TED | في مجموعة التحكم التي لديكم ــ وهؤلاء هم الذين لم يحصلوا على التدريب ــ لقد طبقوا فقط ثلث من ١٨ إجراء أساسي كنا نقيسه. |
| Ve bunlar da çok şey duyduğumuz ünlü Sarmatyalı şövalyeler olmalı. | Open Subtitles | وهؤلاء الفرسان العظماء سمعنا عنكم الكثير فى روما |
| Ve bu General Grant. Ve bunlar da güneyli generaller... | Open Subtitles | هذا جنرال جرانت وهؤلاء الجنرالات الجنوبيون |
| Mizah anlayışları var, Ve bunlar önceden insanların ayrıcalıkları olarak düşünülen şeylerdi. | TED | لديها روح الدعابة، وهذه هي نوع من الأمور التي تقليديا كان يعتقد بأنها من صلاحيات الإنسان. |
| Ve bunlar, birçok yönden, sıkça haberlere konu olan Yemen'in hikayesinden farklı bir hikaye anlatıyorlar. | TED | وهذه بصورة ما تعبر عن زوايا جديدة من قصة اليمن التي نعرفها والتي عادة ما تتناقلها قنوات الاخبار |
| Ve bunlar eski medyanın karakteristik özellikleri değil ve günümüz medyası için de hemen hemen hiç geçerli değiller, ama geleceğin eğlence anlayışını tanımlayacaklar. | TED | وهذه ليست خصائص الوسائط القديمة، وهي بالكاد تنطبق على الوسائط اليوم، لكنها ستُشكّل تسلية المستقبل. |
| Ve bunlar, ikisi arasında farklılık gösteren belirli genler. | TED | وهذه هي المورثات المعينة لذلك والتي تختلف من واحد إلى الآخر. |
| Ve bunlar sadece bahaneler, bayanlar ve baylar. Şimdi, eğer harika bir kariyer istiyorsanız asıl yapmanız gereken | TED | وهي مجرد أعذار سيداتي سادتي سنستعرض لائحة طويلة من ابتكاركم |
| Ve bunlar da Siyonist kurum tarafından desteklenmiş, Yahudi yerleşimi için alternatif alanlara yönelik çalışmalar. | TED | وهي دراسات بتكليف من المنظمة الصهيونية لمناطق بديلة للإستيطان اليهودي. |
| Ve bunlar teknolojinin bize getirdikleri. | TED | وتلك هي الأشياء التي تجلبها لنا التكنلوجيا. |
| Hayal hayal bile edemeyeceğim şeyler gördüm Ve bunlar beni değiştirdi. | Open Subtitles | لقد رأيت أشياءً لم أتخيّل أنها موجودة و هذه الأشياء غيَّرتني |
| Benim en iyi arkadaşım Bay Mitchell Ve bunlar bazı diğer arkadaşlar. | Open Subtitles | صديقي العزيز السيد ميتشل وهذان صديقين آخرين |
| Kanunları uygulamak önemlidir Ve bunlar, ahlak çerçevesi dışına çıkmadan yapılmalıdır | Open Subtitles | والآهم يكون عن الإجراءات التصحيحية في تنفيذ سلطة الحكم الصحيح المؤكد |
| Ve bunlar genellikle size en başında bunun çok seksi olduğunu söyleyen insanlar. | TED | و هؤلاء هم غالبا الأشخاص الذين سيخبروك، بأن الأمر مثير جدا في البداية. |