İnsanların hayatla onur ve cesaretle başa çıkmalarına yardım ediyorum. | Open Subtitles | أساعد الناس لمواجهة التحديات في الحياة بكرامة وشجاعة أكثر |
Uygun bir erkek, krallığına güç ve cesaretle hükmeden bir prenstir. | Open Subtitles | الرجل الصحيح هو الأمير الذي يحكم مملكته بقوة وشجاعة |
Aşk yüzünden sabrım tükendi ama içim kuvvet ve cesaretle doldu. | Open Subtitles | الحب يجعلني أفقد صبري. و يملئوني بالقوة والشجاعة. |
Hayır. Bu jestler, ses tonu ve cesaretle ilgili. | Open Subtitles | كلا هذا يتعلق بالنظرات، وطبقة الصوت، والشجاعة. |
Umut ve cesaretle seyahat etmek iyidir. | Open Subtitles | لأنه من الجيد أن نسافر حاملين الأمل والشجاعة. |
Dürüstçe ve cesaretle. Bırak hak ettiğin erkek olayım. | Open Subtitles | مصحوباً بالشرف والشجاعة فدعيني أكن الإنسان الذي تستحقّينه |
Sonraki birkaç hafta boyunca, Roscuro'ya sadakat, onur, kahramanlık ve cesaretle ilgili bildiği her şeyi anlattı. | Open Subtitles | على مدى الأسابيع القليلة التالية، أخبر روسكورو) بكل شيئ يعرفه عن الولاء) والشرف والشهامة والشجاعة |