Bu durumda, Charlie, Sean ve David'in vücut tiplerine kabaca uyan vücutlara bakıyoruz. | Open Subtitles | في هذه الحالة, نحن نبحث عن كتل جسدية تتلاءم بصعوبة تشارلي, شون و ديفيد |
Eğer ondan istersem sen ve David'in tekrar Margaretle birlikte yaşamanızı sağlayabilir. | Open Subtitles | إذا طلبت منه ذلك, فإنه سيحرص على أنك أنت و ديفيد ستعيشان مع مارغريت |
Bay Canning ve David Lee de aynısını yapacak. | Open Subtitles | سيعرض علي السيد كاننغ ودايفيد لي الشيء نفسه |
Görünen o ki cüzdanımı markette unutmuşum ve David de onu bulmuş. | Open Subtitles | كما يبدو , أنني نسيت محفظتي عند متجر البقالة ودايفيد وجدها. |
Geçen sene Cary Agos ve David Lee ile şirket yeniden yapılandırıldı. | Open Subtitles | العام الماضي، أعادت الشركة نفسها مع كاري اجوس وديفيد لي كشركاء الاسم. |
Amy ve David Cassandra'nın ölümünden dolayı suçlanmamış olsa da | Open Subtitles | مع أنه خالٍ من أي أعمال خاطئة.. بموت آمي ودافيد كاساندرا, |
Özel Ajanlar DiNozzo ve David, kendinizi bağlamanız gerekiyor. | Open Subtitles | عملاء دينوزو و دافيد أريدكم أن تقوموا بربط الأحزمه |
Koca John ve David'le birlikte artık kesinleşmişti. | Open Subtitles | حسنا, جون الكبير و دايفيد جعلوا الأمر رسميا |
Size biraz lazanya getirmiştim, ve David'le biraz laflıyorduk. | Open Subtitles | لقد أحضرت لكِ بعضًا من اللازانيا أنا و ديفيد كنا نتحدث |
Isaiah ve David Başkan'ın asistanları değiller. | Open Subtitles | نعم.. عيسى و ديفيد ليسوا مساعدين للرئيس |
- Jack Bauer ve David Palmer'ın aynı şehirde olduğu gün ikimizin de parmaklarımızın arasından kayıp gitmesi kabul edilemez. | Open Subtitles | للحصول على "جاك باور" و "ديفيد بالمير" فى نفس المدينه و فى نفس اليوم و تتركهم يفلتون من بين اصابعنا هذا آمر لا يطاق |
Sean ve David acil bakımdalar. | Open Subtitles | بأن شون و ديفيد تحت رعاية خاصة |
- Dün gece sen ve David 12. kadehteyken ve bir kadının üstünde tuz yalarken... | Open Subtitles | الليلة الماضيه, بينما كنت أنت ودايفيد في الجوله ال12 من جولات شرب التاكيلا وتلعق الشراب من إمرأة غريبه أنا... |
Canning ve David Lee yine bir dolap çeviriyor. | Open Subtitles | كاننغ ودايفيد لي يتآمران مرة أخرى |
Bertrand Russell ve David Hilbert gibi parlak matematikçilerin on yıllarca süren tam tersi çalışmalarına rağmen kanıt kabul edildi. Çünkü bu alandaki herkesin çoktan kabul ettiği aksiyomlara dayalıydı. | TED | وبالرغم من الانقلاب الذي حدث على عقود من جهود ألمع علماء الرياضيات مثل بيرتراند راسل وديفيد هيلبرت، فإنهم تقبلوا برهان غودل لأنه قائم على بديهيات مُتفق عليها في علم الرياضيات. |
(Kahkahalar) Tebdil-i kıyafet hayatımda bir sürü farklı karakter gördüm, Milo Yiannopoulos, Richard Spencer ve David Duke gibi şöhretler. | TED | ضحك ولكن عندما ذهبت متخفيا وجدت بعض من الأشخاص نجوم مثل ميلو يانوبولوس ، ريتشارد سبنسر وديفيد ديوك. |
Ve biliyorum sürem doldu. Bunlar benim çocuklarım, Natalie ve David. | TED | وأعرف أن زمني أنتهى هؤلاء أبنائي، ناتالي وديفيد |
Luke Harris. Anne babası Wendy ve David Harris dün gece kaybolduğunu bildirmiş. | Open Subtitles | لوك هاريس وويندى ودافيد هاريس قاموا بالتبليغ عن |
Her zaman seni ve David'i en iyi arkadaşım olarak gördüm. | Open Subtitles | اعتبرتكم دوما انتي ودافيد افضل الاصدقاء |
Ama bu yaz Nate ve David Carmichael beklediklerinden fazlasını bulacaklar. | Open Subtitles | بالطبع أنت مستيقظة لكن، هذا الصيف ... نيت ودافيد كار مايكل، سوف يلاقيان أكثر بكثير مما كانا يتمنيانه |
Evet. Amy ve David Cassandra'nın ölümlerini araştırıyoruz. | Open Subtitles | نعم, نحن نحقق بموت "آمي" و"دافيد" كاساندرا". |
Bay Shah alt kattan ve David Hole borsa birliğinden | Open Subtitles | (راميش شاه) مِنْ الأعلى و (دافيد هورن) أحد مُستَشاري الشَرِكَة |
Alex ve David, tepeden aşağı doğru koştu. Ben ise çaprazlama açıda koştum. | Open Subtitles | أليكس و دايفيد ركضوا لأسفل التل وانا إختبئت في ركن |