Ve eğer bu dost bir araştırmacı gazeteciyse kim bilir, bazı şeyler aşırı süpheli gözükebilir. | Open Subtitles | وإذا كان ذلك الصديق صحفي يعد تقاريرً ويعرف أشياءً حول البحث بمواضيع مشككة للجرع الزائدة المميتة |
Oğluma yalan söyledim, çünkü artık oğlumu korumak için yeterince yaşlıyım, Ve eğer bu benim ahmak biri olduğum anlamına geliyorsa, demek ki bu böyle kalmalı. | Open Subtitles | كذبت على إبني، لأننى الآن كبيره فى السن بما فيه الكفاية لأريد حمايته وإذا كان ذلك يعني أن أكون قاسيه عنيده إذن هذا هو الطريق الذى أنويه |
Sen özelsin, Ve eğer bu arkadaş olmak demekse... | Open Subtitles | إنكِ مميزة، وإذا كان ذلك يعني أن نكون مجرد أصدقاء... |
Ve eğer bu doğruysa, yine aynı Tanrı insan ruhundaki neşe ve coşkuyu da biliyor olmalı. | TED | وإذا كان هذا صحيحاً, فلابد أن الرب يعلم أيضاً البهجة والفرحة الخاصتين بالروح البشرية أيضاً. |
Ve eğer bu doğruysa, o zaman yapmak istediğimiz şey Yunanlılar'dan alınacak dört dersi gözden geçirmek olacak ve bir ders de bir Latin Amerikalıdan. | TED | وإذا كان هذا صحيحاً، ما نريد أن نفعله هو أننا نريد أن نتفحص الدروس الأربعة من الإغريق ودرسا واحدا من أمريكا اللاتينية. |
Ben İskoçya'ya saygı gösteririm Ve eğer bu sizin ordunuzsa niye gidiyor? | Open Subtitles | أنا أوالي إسكوتلندا وإذا كان هذا جيشك لماذا يذهب ؟ |
Ve eğer bu benim beş dakikamın sonuysa, size şunu söylemek isterim hakikaten hayatta kaldım ve bu bir sürpriz oldu. | TED | وإذا كانت هذه هي نهاية الخمس دقائق، فأريد أن أخبركم بأنني عشت بالفعل، بشكل مفاجئ |
Ve eğer bu bir şey iyi ya da kötüse. | Open Subtitles | وإذا كان ذلك الشيء جيداً أم سيئاً |
Ve eğer bu ona tünel göstermek demekse ... | Open Subtitles | وإذا كان ذلك يعني أن يعرف النفق |
Ve eğer bu mümkün değilse... | Open Subtitles | وإذا كان ذلك غير ممكن إذًا |
Ve eğer bu bir tesadüf ise... böyle güzel bir tesadüfle her zaman karşılaşmak isterim. | Open Subtitles | وإذا كان هذا مجرد مصادفة أتمنى أن تكرر مثل هذه المصادفات الجميلة |
İnsanlığını geri kazanıyorsun Ve eğer bu doğruysa gerçekten kutlamaya değer bir şey. | Open Subtitles | هذا لأنك تستعيد إنسانيتك كما أتمني , وإذا كان هذا صحيحاً فهذا حقاً أمر يستدعي الإحتفال |
Ve eğer bu plankton azalması sanıldığı kadar büyük oranda meydana gelseydi çok büyük bir sorun teşkil ederdi. | Open Subtitles | وإذا كان هذا الانخفاض العوالق المقالي إلى أن تكون مثيرة و كما نعتقد هو عليه، فإن ذلك سيكون صفقة كبيرة. |
Ve eğer bu benim özgürlük içindeki son şafağımsa, benim yanımda olduğun için mutluyum, | Open Subtitles | وإذا كان هذا هو أخر يومي حراً أنا سعيد لأنك هنا بجانبي |
Ve eğer bu çıkış yolu ise, o halde benimle beraber geliyorsun. | Open Subtitles | وإذا كان هذا هو الطريق للخارج إذاً ستأتي معي |
Evet Ve eğer bu Robby ve benim yıllar önce beraber olmamızla ilgiliyse, güven bana hiçbir önemi yok. | Open Subtitles | نعم، وإذا كان هذا هو عني وروبي يرجع تاريخها منذ سنوات، ثق بي، - لا يهم. |
Ve eğer bu şehirler iyi kurallar ile yönetilirlerse, insanların suçtan, hastalıktan ve kötü temizlikten korunacakları, bir işe girme şansına sahip olacakları alanlar olabilirler. | TED | وإذا كانت هذه هي المدن التي تحكمها قواعد جيدة ، يمكن أن تكون المدن حيث الناس في مأمن من الجريمة ، في مأمن من المرض وسوء الصرف الصحي ، حيث الناس لديهم فرصة للحصول على وظيفة. |
Louis, toplantıda elimizdeki kozun batıyor olmamız olduğu Ve eğer bu ofisler dolu olursa, elimizde koz kalmayacağı aklına geldi mi? | Open Subtitles | لويس) هل خطر ببالك) أننا سوف نقوم بإستخدام تهديد الإفلاس بهذا الإجتماع؟ وإذا كانت هذه المكاتب ممتلئة, هذا سوف يفشل خطتنا |