"ve güvendiği" - Traduction Turc en Arabe

• ويثق به
• ووثق

Ve yemeği, mahkumun tanıdığı ve güvendiği bir keşişe ver.
وليوصلها الى السجين راهب هو يعرفه ويثق به

İyi tarafı bu onu tanıdığı ve güvendiği biriyle ev ortamında yaşamasına olanak sağlar.
حسناً, الشئ الجيد هو إنه بيت بيئي مع شخص يعرفه ويثق به

Alon Strauss tanıdığı ve güvendiği birine kapıyı açtı.
آلون ستراوس " فتح الباب لشخص يعرفه ويثق به "

- Sevdiği ve güvendiği biri, onu ihbar etti.
- لقد وجدوه - لقد تعرض للخيانه من قبل شخص احبه ووثق به

Washington'ın en parlak generali ve güvendiği arkadaşıydı.
كان (واشنطن) جنرال بارع. ووثق بصديقه.

Doğru, tanıdığı ve güvendiği biri olması gerekiyordu.
إذاً لابد من شخص يعرفه ويثق به

Tabii, yanında tanıdığı ve güvendiği birisi yoksa.
إلا إذا كان هناك مع شخص يعرفه، ويثق به

Diyordun ki, güvenlik elemanı, Bay Alafa, tanıdığı ve güvendiği biri tarafından öldürüldü.
قتل من شخص يعرفه ويثق به

Sully'nin tanıdığı ve güvendiği başka bir polis arıyoruz.
نحن نبحث عن شرطي آخر، شخص يعرفه (سولي) ويثق به.