Ben yirmi yıldır sağlık sistemindeyim ve her gün bu sistemin ne kadar bozuk ve eski olduğuna şahit oluyorum. | TED | أنا أعمل في مجال الرعاية الصحية منذ أكثر من 20 عاماً، وأشاهد كل يوم كم هي محطمة وقديمة أنظمة مستشفياتنا. |
Bir yemek kamyonunda bir hizmet başlattı ve her gün yerini değiştirdi. | TED | أطلق خدمة، في هذه الحالة عربة طعام، وغيَّر الموقع في كل يوم. |
O tüm öğretisinin bütününde olan merkezi düşüncenin bu olduğunu ve müritlerinin tüm gün ve her gün onu uygulamaları gerektiğini söylüyordu. | TED | وهذا وفق قوله هو الرابط الأساسي الذي يجري في كل تعاليمه وعلى أتباعه وضعها قيد التطبيق طوال اليوم وكل يوم. |
Beni ise tüketti. ve her gün bu gerçekle yaşamak zorundayım. | Open Subtitles | بينما كنت أنا مستحوذة به وعليّ أنْ أعيش معه كلّ يوم |
Aşırı derecede tutkulu olduğum çalışmamı sürdürmeme olanak sağlayan ve her gün merakımı, öğrenme isteğimi besleyen inanılmaz bir yolculukta olduğumun farkındayım. | TED | أُدرك الآن، أنني في هذه الرحلة الرائعة التي تسمح لي أن أتابع عملي الشغوفة به للغاية، وشيئًا يُغذي فضولي بشكل يومي. |
ve her gün dünya o berbat ana biraz daha yaklaşıyor... kelebeğin kanat çırpışları... bir kasırga yarattığında... | Open Subtitles | وكلّ يوم العالم يقترب أكثر إلى تلك اللحظة الفظيعة عندما سيكون خفقان أجنحة فراشة كأنما يطلق عنان إعصارا |
Bir süre sonra biraz eğlenmeye karar verdim ve her gün odayı terk etmeden önce eşyaları tüm odaya saçıyordum. | TED | لذلك فبعد فترة، قررت أن أقوم بأمر ممتع فكنت قبل مغادرة الغرفة كل يوم أبعثر بعض الأشياء في أنحاء الغرفة |
Yıllarca Elektrikli Araç Birliği'nin başında ve her gün bu konuyla mücadele ediyor. | TED | هي تترأس لسنوات جمعية السيارات الكهربائية وهي تقاتل من أجل ذلك كل يوم. |
ve her gün burcumu okuyordum, ve aynen beni anlatıyordu. | TED | و قرأت برجي كل يوم ، وكان ذلك مطابقا لي. |
Babalar ölebilir ve her gün onları özlüyor olabilirsin, ama hala arkadaşların var. | Open Subtitles | ,ربما مات والدي و تشتاقون إليه كل يوم ولكن ما زال لديك أصدقائك |
Tüm gün ve her gün çember halinde Pirinç tarlaları,koruluklar ve yollardan geçtik. | Open Subtitles | انها مجرد حقول أرز و غابات تسير في دوائر طوال اليوم كل يوم |
ve her gün uğraştığım şeylerin senin kabuslarına kabus eklediğini fark ettim. | Open Subtitles | وقد اقتنعت أن كل ما أتعامل معه في كل يوم يُدعِّم كوابيسك |
Kimya, eksik olan alet ve her gün daha keskinleşip hassasiyeti artıyor. | TED | الكيمياء هي الأداة الفقودة، وكل يوم تصبح أداتنا حادة وأكثر دقة |
Bütün hafta boyunca buradaydım ve her gün aynı şeyi duyuyorum. | Open Subtitles | لقد كنت هنا طيلة الأسبوع وكل يوم أسمع الشيء ذاته |
Yıldızlar gökte yuvarlanıyordu ve her gün, Dünya'nın bir yaşam çağı kadar uzundu. | Open Subtitles | دارت النجوم من فوقي وكل يوم كان طويل بطول عمر الأرض كلها |
Buradan gittiğimde, seni de kalbimde götüreceğim... ve her gün dua edeceğim. | Open Subtitles | حين أذهب من هنا، سأضعكِ في قلبي دائماً .. و سأذكركِ في صلوات كلّ يوم. |
Tüm dünyada is karasını ve her gün kullandığımız siyah mürekkepleri üretmek için fosil yakıtları yakan fabrikalar var. | TED | هناك مصانع حول العالم تحرقُ الوقود الأحفوري لإنتاج الكربون الأسود، لصنع الحبر الأسود الذي نستخدمه بشكل يومي. |
"...ve her gün oyuncaklar, şekerler, çikolatalar ve yeni elbiseler getirirdi." | Open Subtitles | ، وكلّ يوم كان يجلب اللعب ، والحلوي والشوكولاتة ، والملابس الجديدة |
Bu yüzden yarın ve her gün tekrar tekrar koşacağız. | Open Subtitles | ولهذا السبب سنَـنكبّ على التَدريبات مُـجدداً يوم غدٍ وكل يومٍ حتى أتأكد أني أستطيع أخذكم |
Bir bebek kıyametin koptuğunu, savaşta olduğumuzu ve her gün insanların öldüğünü bilmez. | Open Subtitles | لايمكن لطفل أن يعرف إن هنالك كارثة وإننا في حرب والناس يموتون في الخارج يومياً |
- İyi misin uzaylı kardeş? Sadece bir haftadır ayaktayız! ve her gün binalara tırmanıp böceklerle mücadele ediyoruz! | Open Subtitles | لقد تم تشغيل لعبتنا منذ أسبوع فحسب وكل ما نفعله يوميًّا منذ آنذاك هو تسلق المبنى وقتال الحشرات |