"ve hindistan'da" - Traduction Turc en Arabe

    • في الهند
        
    • والهند
        
    Bu konuyu derinlemesine araştırdım, kalbi anlamak için okuyabildiğim kadar okudum, araştırmacılarla tanıştım ve Hindistan'da birçok laboratuvarda çalıştım. TED قد استقصيت هذه القضية أكثر وقرأت كل ما بوسعي قراءته لفهم القلب، وقابلت باحثين وعملت في مختبرات في الهند.
    Araştırdık, araştırdık ve Hindistan'da bulunan tüm çiçek hastalıklarını bulduk. TED لذا، بحثنا وبحثنا، وعثرنا على كل حالة جدري في الهند.
    Hissettiğim şekilde konuştum, asıl gerçekler hakkında konuştum ve Hindistan'da yaşamanın getirdiği huzursuzluk hakkında konuştum. TED و عن كيف كان شعوري وعن حقائق على الأرض، وعن إحباطات العيش في الهند.
    Yani eğer dünya nüfusunun üçte biri et tüketimini ortalama 25 kg'dan 80 kg çıkartacaksa ve bu üçte birlik dünya nüfusu Çin'de ve Hindistan'da yaşıyorsa, muazzam bir et ihtiyacımız olacak demektir. TED فإذا إذا كان ثلث سكان العالم ذاهبون إلى زيادة استهلاكهم للحوم من المتوسط 25 إلى 80 وثلث سكان العالم يسكنون في الصين والهند نحن نواجه طلب هائل على اللحوم.
    Rakamlara baktığımızda ve onları üst üste koyduğumuzda-- gelecek 15 yıl içinde Çin ve Hindistan'da ne kadar nükleerin aktif olacağını, ne kadarının durdurulma riski olduğunu görüyoruz— işte bu en ürkütücü bulgu. TED لذلك، عندما قمنا بدراسة كل الأرقام، وأضفنا ذلك فقط-- كم من الطاقة النووية نتوقع أن الصين والهند ستنتج على مدى 15 سنة المقبلة، وما مدى خطورة تعطيلها -- كان هذا الاكتشاف الأكثر إثارة للدهشة.
    ve Hindistan'da büyük işler yapmış olan bir enformasyon yardım kurumum var ('Safepoint' logosu ekranda). TED ولديّ مؤسسة خيرية للمعلومات التي قامت بحجم ضخم من العمل في الهند.
    ve Hindistan'da bile, kadınlar çalışıyor. Open Subtitles . وحتي هناك في الهند .. الناس أيضاً تعمل
    Çok uzun bir masal demektir ve Hindistan'da başlar. Open Subtitles إنها تعني قصة طويلة ولقد وقعت أحداثها في الهند
    ...Lindsay uyandı, ve Hindistan'da falına bakıldığı günkü haki rengindeki gökyüzünü gördü. Open Subtitles الذي تم التنبأ به في الهند بألوان باهتة أمامها
    Şu anda IBM'de 433 bin çalışan var. Amerika'da kalan kısım 98 bin ve Hindistan'da da 150 bin. TED هناك 433,000 شخص يعملون في شركة آي بي إم الآن ومنهم 98,000 فقط لا يزالون في الولايات المتحدة، و150,000 موجودون في الهند.
    Aslında tarihi kayıtlara baktığımızda, yüzlerce yıl öncesinde Çin'de ve Hindistan'da kişi başına düşen ortalama gelirin bir Avrupalı'dan bile yüksek olduğunu görüyoruz. TED في الحقيقة إذا عدنا للسجل التاريخي ، في إحدى المرات قبل مئات السنين كان دخل الفرد في الهند و الصين كان أعلى مما هو عليه في أوروبا.
    Hindistan'da, fakir kadınlar erkeklerden daha hızlı İngilizce öğreniyor ve Hindistan'da büyük bir endüstri olan çağrı merkezlerinin eleman ihtiyacını karşılıyorlar. TED في الهند ، النساء الفقيرات يتعلمن اللغة الإنجليزية أسرع من نظرائهم الرجال لتوفير العمالة في مراكز الإتصال الجديدة التي تنمو في الهند .
    ve Hindistan'da kışı geçirecekleri bölgelere ulaşmak için Himalaya'ları aşıyorlar. Open Subtitles *للوصول إلي أرضهم الشتوية في *الهند... يجب عليهم أن يعبروا "الهيمالايا...".
    Süpervizörlüğünü yaptığı film, "korkunç nine" temalı Büyükanne serisinin sonuncusuydu ve Hindistan'da geçiyordu. Open Subtitles الفلم الذي تقوم بالإشراف عليه كان الأخير في سلسلتها "الجدة المرعبة" -حق الجدة " يتمّ تصويره في الهند -حسنٌ، أرى بأنّه يجيب علينا أن نضيف 10 الآف
    Sanki haberlere bakıyorsun ve Hindistan'da bir teknenin battığını 300 kişini öldüğünü görüp kendine soruyorsun: Open Subtitles وكأن الأمر سماعك بالأخبار (أن قاربًا غرِق في (الهند ,غرقوا بسببه 300 شخص ثم تسأل نفسك
    Siz benim yaşımdayken basılmış bir kitabınız vardı bir süvari subayıydınız ve Hindistan'da kuzeybatı cephesinde yerel kabilelerle savaşıyordunuz. Open Subtitles بالمقارنة، عندما كنت في مثل سني كنت كاتباً نُشرت له كتب وضابطاً في سلاح الخيالة في "الهند" تحارب القبائل المحلية على الحدود الشمالية الغربية.
    Ve Meksika gezegendeki en büyük tahıl ihracatçılarından birisi çünkü Meksika'da bulunan teknolojiyi uygulamıyor. Ve aslında, bu adamı tanıyamadı, o yüzden Meksika'nın her tarafında bu adamın heykelleri yok. Çin'de ve Hindistan'da var. Ve bu adamın yönettiği enstitü şimdi Hindistan'a taşındı.İşte bu, teknolojileri benimsemek ve teknolojileri tartışmak arasındaki farktır. TED والمكسيك تبقى واحدة من أكبر مستوردي الحبوب في الكوكب لأنها لا تطبق التكنولوجيا التي اكتشفت في المكسيك. وفي الواقع، لم تعترف بذلك الرجل، لدرجة أنه ليس هناك أي تماثيل للرجل في أي مكان حول المكسيك. إنها موجودة في الصين والهند. و المؤسسة التي سيرها هذا الشخص قد انتقلت الآن إلى الهند. ذاك هو الفرق بين تبني التكنولوجيات ومناقشة التكنولوجيات.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus