Gelmeyecekti de, ama Eric aradı ve işte buradayız. | Open Subtitles | لا, ولكن ايريك اتصل بها وها نحن ذا. |
Sonra klik, sonra klack, clickety-clack ve işte buradayız. | Open Subtitles | ثم طقطق وطقطق وطقطق، وها نحن ذا |
ve işte buradayız gene beraberiz. | Open Subtitles | وها نحن ذا مع بعضنا مجدداً |
Kimse dijital bir hapishanede bir avatar olduğunu duymak istemez ama bazen böyle olur ve işte buradayız. | Open Subtitles | لا أحد يريد أن يسمع أنه عبارة عن صورة تجسيدية في سجن رقمي لكن ذلك يحدث في بعض الأحيان و ها نحن ذا |
Moloch seni ona getirmem için uyarmıştı ve işte buradayız. | Open Subtitles | (مولوك) حذّرني بأنّني سوف أُسلّمكِ له، و ها نحن ذا. |
Ama başardın... ve işte buradayız... | Open Subtitles | لكنك فعلت وها نحن الان |
Onunla evlendim ve işte buradayız. | Open Subtitles | لقد تزوجته، وها نحن هنا |
Cenaze arabası geçiyordu. Onu takip ettik ve işte buradayız! | Open Subtitles | لقد سرنا خلف جنازة مارة، وها نحن ذا! |
ve işte buradayız. | Open Subtitles | . وها نحن ذا |
ve işte buradayız. | Open Subtitles | وها نحن ذا |
ve işte buradayız. | Open Subtitles | وها نحن ذا |
- ve işte buradayız. | Open Subtitles | وها نحن ذا -{\pos(195,220)}. |
ve işte buradayız. | Open Subtitles | وها نحن ذا |
Moloch sizi ona teslim edeceğimi söylemişti ve işte buradayız. | Open Subtitles | (مولوك) حذّرني بأنّني سوف أُسلّمكِ له، و ها نحن ذا. |
Doktor Bob'un hayatını doğru bir tanıyla kurtarabilirdi ama o dikkatsizdi, Bob öldü ve işte buradayız. | Open Subtitles | الطبيب كان يمكن أن ينقذ بوب)، بالتشخيص المناسب) لكنه كان مهملاً، مات بوب)، و ها نحن ذا) |
Ben uyandım , ve işte buradayız . | Open Subtitles | لقد استيقظت و ها نحن ذا |
ve işte buradayız. | Open Subtitles | وها نحن الان |
ve işte buradayız. | Open Subtitles | وها نحن الان |
Hiç göze batmayan kırmızı Porsche'un ile Chapel Hill'den çıkıyordun ve işte buradayız. | Open Subtitles | تخرج إلى (تشابل هيل)، وها نحن هنا. |
ve işte buradayız ! | Open Subtitles | وها نحن هنا |