Zaman ve mekanda kuytu yerlerde ve çatlaklarda oluşurlar. | Open Subtitles | وهي تحدث في الزوايا والصدوع الموجودة في الفضاء والزمن |
Zaman ve mekanda minik tüneller ya da kestirmeler, bu kuantum dünyasında sürekli olarak oluşur, kaybolur ve yeniden şekillenir. | Open Subtitles | أنفاق دقيقه أو طرق مختصرة عبر الفضاء والزمن تتشكيل باستمرار، وتختفي "ثم تتشكل مجدداً فى "عالم الكم |
Vücudumu zaman ve mekanda taşı. | Open Subtitles | أحمل جسدي عبر الفضاء والزمن |
- Ve mekânda. Evet. | Open Subtitles | نعم، وفي المكان أيضاً |
- Ve mekânda. Kesinlikle. | Open Subtitles | -بالتأكيد، وفي المكان |
Bu zaman ve mekanda azlettiğim ruhumu al ben karanlık ruha giderken benimkini de geri ver. | Open Subtitles | في هذا الزمان و المكان خُذ الروح التي أستبدلها الآن أحضِرها للمستقبل بينما أعود لأسكن الرّوح المليئة بالشرور |
Vücudumu zaman ve mekanda taşı. | Open Subtitles | أعبر بجسدي عبر الفضاء والزمن |
Genlerimizin gizemini çözmek için, evrimi geriye doğru sarmalıyız, zamanda ve mekanda geriye yaşayan ilk canlıların geldiği yere Güneş Sistemimiz 4 milyar yıldan daha öncesi. | Open Subtitles | لحل لغز نشأتنا علينا أن نعيد التكوين نعود بالزمان و المكان |
Bu zaman ve mekanda... | Open Subtitles | في هذا الزمان و المكان |
Doktor'la birlikte zaman ve mekanda yolculuk yapıyoruz. | Open Subtitles | أنا و (الدكتور) نسافر عبر الزمن و المكان |