Jonas bu koşulların bütün kentsel yaşamın işlevini nasıl yerine getirdiğinin yaşayan ve nefes alan önemli bir parçası olduğunu gördü. | TED | ولكنه نظر إلى المكان وكأنه مكان حيوي يعيش ويتنفس .. ونظر إلى الحياة المدنية التي تقطن تلك المنطقة بالكامل |
Hayat, içki,ve nefes alan kadınlar | Open Subtitles | الأرواح والمشروبات ويتنفس النساء. |
Kimse beni görmedi ve asla görmeyecek yaşayan ve nefes alan herkes bana güveniyor. | Open Subtitles | "لم يسبق لأحدِ أن يراني ولن يراني أحدٌ" "ورغم ذلك أنا يقينُ كل مَن يعيش ويتنفس" |
- Yaşayan ve nefes alan herkes bana güveniyor. | Open Subtitles | ومع هذا فانا يقين كل من يعيش ويتنفس |
İçimde yaşayan ve nefes alan. | Open Subtitles | يعيش ويتنفس بداخلي |