Sadece bu dünyada ebediyete kadar öfke ve pişmanlıkla dolu olarak gezmek istediğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أعتقد بأنكِ تريدين أن تتجولي بهذا العالم مليئةً بالغضب والندم لبقية خلودك |
Ama şimdi seni yalnızca şefkat ve pişmanlıkla anıyorum. | Open Subtitles | لكني الآن أفكّر بكِ والرّقة والندم يغمُرانني. |
ve ben tüm bunları sonsuz bir acı ve pişmanlıkla düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | التي تجعلني أشعر بآلام لاحصر لها والندم |
Gururla ve pişmanlıkla belirtmeliyim ki, bu ofisteki son hareketim ulusal desteğin Chicago'da ki isyanı bastırmak için bir anlaşma olacak. | Open Subtitles | بكر الفخر والندم بأن أحد آخر أعمالي في المكتب سيكون نشر للحرس الوطني " لقمع تمرد " شيكاغو |
Aksi halde Lori'yi sadece hüzün ve pişmanlıkla baş başa bırakırsın. | Open Subtitles | وأما ستترك (لورى) بكل الحزن والندم |