Sen ve senin saçmalıkların. Herkes için bir cevabın var. | Open Subtitles | أنت و هراءك لديك الكثير من تلك الأجوبة لكل شخص |
Max ve senin ne yaptığını görmedim diye aptal olduğumu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أننى غبى لا أعلم ماذا تخطط له أنت و ماكس؟ |
Bir şekilde sen ve senin basit insan dostların çok sayıda güçlü Yükselmiş Varlık'ı yok etmeyi becerdiniz. | Open Subtitles | من قِبَلُكِ أنتِ و من مثلُكِ من أصدِقائُكِ البشر تمكنتُ من تدمير مجموعة كبيرة جدآ من قبل قوة كبيرة جدآ |
- Evet, biliyorum, onu düşündük ama bizim ve senin için en iyisinin oturup her olasılığı düşünmek olduğunu farkettik! | Open Subtitles | نعم, أعرف, أعرف, نحن أكتشفنا لذلك الحد لكننا فقط نعتقد أنه من الافضل لنا ولك لو كلنا تراجعنا و اعتبرنا جميع زوايا الامر |
Sen ve senin melezlerinin de canı cehenneme. Çekil yolumdan. | Open Subtitles | . تباً لك و لأطفالك اللعناء . إبتعد عن طريقى |
Sadece Bayan Breckenridge ve senin bir düzine Eohippus ile neler yapabileceğinizi düşün. | Open Subtitles | فقط فكر، ماذا تستطيع انت و مسز بروكنبيرج ان تفعلوا بحفنه من الايوفيلس |
Roth'un ve senin büyük bir anlaşma üzerinde çalıştığınızı söyledi. | Open Subtitles | قال أنك و روث ستعقدان صفقة مهمة سوياً |
Yapma, Chaya. Sen ve senin halkın buraya gelmemizin ilk nedeniydi. | Open Subtitles | شايا ، أنت و قومك سبب مجيئنا هنا فى المقام الأول |
Annem ve senin rahat olmanızı ve kardeşimizin evi ve sahip olduğumuz her şeyi kaybedeceğine dair kaygılanmamanızı istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن تكوني أنت و أمي مرتاحتان و أن لا تقلقا بشأن خسارة إخوتي للمنزل و كل ما لدينا |
Lütfen, sen ve senin türün tarikatin dostlarıydınız, eski zamanlarda. | Open Subtitles | أرجوك، أنت و أمثالك هم أصدقاء للأمر، فى الماضي القديم |
James ve senin için ne kadar mutluyum bir bilsen. | Open Subtitles | لا يمكن أن أكون أكثر سعادة من أجلك أنت و جيمس |
Şu anda yeminimi ediyor olmalıydım siz ahmakların ve senin donutlarının yanında değil. | Open Subtitles | يجب عليّ أن أكتب نذوري الآن لا أن أحجز معكم يا أغبياء أنتِ و الفونات |
Bunun tüm amacı Luc ve senin biraz oturup, birlikte vakit geçirmenizi sağlamaktı, | Open Subtitles | الفكرة من هذه الأمسية كانت أن تجلسي أنتِ و لوك سويا أن تقضيا بعض الوقت معًا و تتصالحا |
Kiera Cameron'ın sözde Altıncı Bölüm için burada çalıştığını ve senin de onun sırlarını sakladığını, benimse hiçbir şeyden haberim olmadığı zamanları hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكر عندما يفترض كيرا كاميرون عمل لالباب السادس ولك كان طفل في الحظيرة حفظ أسرارها و أنا كان الرجل في الظلام؟ |
Eğer söylersen, eğer herhangi birine bir şey söylersen babanın başına gelenler, halanın, annenin, küçük kardeşinin, ve senin başına da gelir. | Open Subtitles | لأنك إن فعلت ذلك, إن أخبرت أحدًا بإي شيء ما حدث لوالدك سيحدث لخالتك ولوالدتك, ولأختك الصغيرة, ولك |
Kim içinde iki tane zenci oturan ve ve senin gömleğin kadar bir etmeyen bir arabayı soysun ki? | Open Subtitles | تبا ً لك و تبا ً لكم جميعا ً انت وغد محظوظ |
Başarana kadar, sen ve senin arkadaşların benim en iyi şansım. | Open Subtitles | قبل أن ينجح فربما انت و أصدقاء قد تكونوا أفضل فرصي |
Sullivan'ın ve senin, makalenizde yazmanız için hakkımda bir sürü şeye sahipsiniz. | Open Subtitles | أظن أنك و"سوليفان" قد حصلتما على كلّ قاذوراتي لتكتبوا عني في تلك المقالة الصغيرة. |
Bütün hayatım uçurumun kenarında, ve senin tüm yaptığın, bir herife para ödeyip, şeyini, yüzümün üstünde dolaştırmasını sağlayarak, bana gülmekti. | Open Subtitles | مستقبلي كله على المحك و أنتِ تدفعين لشخص ما ليضع عضوه في وجهي و تضحكين |
Hayatlarımız devam ettiği ve senin de artık ilgi merkezi olmadığın için mi? | Open Subtitles | لماذا هذا ؟ لا, حياتنا مستمره وأنك لم تصبحي محور الإهتمام بعد الأن؟ |
Sana köprüde katılmıştım ve senin yüzünde o kocaman aptal ve tamamen yakışıksız.. | Open Subtitles | لقد انضممت إليك في ذلك الجسر ولديك تلك الإبتسامة العريضة الغبية على وجهك |
Bak Charlie, Tanya ve senin aranda ne olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | أسمع , تشارلي, لا أعلم ماذا يحدث بينك وبين تانيا |
Yani, eğer ihtiyar Bob dediğin kadar gizemliyse bu Janet ve senin için faydalı bir bilgi olabilir. | Open Subtitles | اقصد، اذا كان (بوب)غامض كما تقول هذه قد تكون معلومة مفيدة لك ول (جانيت) |
Kardeşlerin ve senin, dünyanın bilinen en güçlü büyücüsünün dengi olduğunuza gerçekten inanıyor musun? | Open Subtitles | أتخالين أنكِ و أخواتكِ تـُضاهين أقوى مُشعوذة شهدها هذا العالم قوى؟ |
Sen ve senin kedinin aksine onu öldürmek için bir sebebim yoktu. | Open Subtitles | على نقيضكَ أنتَ و قطتكَ، ليس لدي دافع لقتلها. |
Bence bunu bu şekilde ifade ediyorsun, ama daha derinlerde babanın ve senin evliliğe bakış açılarınızda daha fazla benzerlik olabilir. | Open Subtitles | أعتقد أنك تمثلها بهذه الطريقة ..لكنك على مستوى أعمق أعتقد أنه هناك تشابه أكبر بينك و بين رؤية والدك للزواج |
Babanın ve senin aynı tipte kadınlarla evlendiğinizi göremiyor musun? | Open Subtitles | لا يمكنك أن ترى بأي طريقة بأنك و والدك تزوجتما ذات النوع من النساء؟ |