Muhtemelen hepiniz neden mavi ve turuncu olduğumu merak ediyor. | Open Subtitles | أنتم جميعا ربما تتسائلون لماذا أنا أزرق وبرتقالي |
Ford son olarak siyah bir özel yapım motosikletle ve turuncu siyah yarış ceketiyle görüldü. | Open Subtitles | رأوا فورد اخر مرةيركب دراجة سوداء يرتدي لبس سباق جلدي اسود وبرتقالي اذا كان لديك فكرة عن مكانه |
Yanda mavi ve turuncu var ve tabanında da kırmızı ağ var. | Open Subtitles | هناك أزرق و برتقالي على الجوانب و هناك شرائط حمراء على النعل |
İri ve turuncu bir çalı bize doğru ilerliyor gibi sanki. | Open Subtitles | يبدو أن هناك قنفذاً برتقالي اللون يتقدم نحونا. |
Evet, tam yerindeyiz ve hâlâ krem rengi mi ve turuncu iyi mi diye emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أجل, أنا عند المكان... و أردت أن أتأكد أنك لا تزال... موافق على اللون الكريمى و البرتقالى |
Luis Vargas'ın cesedinde yeşil ve turuncu bir madde vardı. | Open Subtitles | كان مثل مادة خضراء وبرتقالية على جثة لويس فارجاس. |
Bu bileşimin oluşturduğu mükemmel kırmızı ve turuncu sebep olduğu rasyasyon salınımı ile değil; göz alıcılığıyla biliniyordu. | TED | أنتج المركب الأحمر والبرتقالي اللامع، الذين كانوا ذو خواص جاذبة، أن لم يكن للإشعاع المنبعث منهم. |
Beyaz, siyah ve turuncu. | Open Subtitles | قطة هيمالايا بيضاء؛ وقطة درع السلحفاة وقطة برتقالية مخططة |
Siyah ve turuncu deri ceketli. Siyah ve turuncu deri mi? | Open Subtitles | يرتدي لبس ابيض وبرتقالي ابيض وبرتقالي؟ |
Her şey yeşil ve turuncu. | Open Subtitles | أنا أعني, كل شيء أخضر وبرتقالي |
- Kırmızı ve turuncu. | Open Subtitles | أحمر وبرتقالي |
- Kırmızı ve turuncu. | Open Subtitles | أحمر وبرتقالي |
Üzerinde manyak bir pijama takımı ve turuncu maymun terlikleri vardı. | Open Subtitles | كنت ترتـدي بيجامـة جامحـة المظهـر و خـف برتقالي اللـون |
Adamın kolu çatlak çatlak ve turuncu sahilde kalmış eski bir araba gibi. | Open Subtitles | ذراع هذا الرجل تتحطم و لونها برتقالي كسيارة قديمة ملقاة على شاطئ |
- Gri renkli ve turuncu kapağı var. -Evet,o. | Open Subtitles | انه نوع من اللون الرمادي مع لون برتقالي في نهايته. |
Tamam, krem rengi ve turuncu. | Open Subtitles | أجل, اللون الكريمى و البرتقالى |
Bu yüzden mavi ve turuncu şapka takıyor. | Open Subtitles | لهذا السبب يرتدي قبعة زرقاء وبرتقالية. |
Pembe ve turuncu renkli bulutların gök yüzünde olduğu, gün batımı... | Open Subtitles | وغروب جميل مع اللون الوردي والبرتقالي يظهرون من السماء |
Kapkara bir dil ve turuncu gözler. | Open Subtitles | عيناه برتقالية اللون و لسانه أسود |