Eşyaları toparlamak, felakete dönüştü... ve uçak sabah ilk ayrılacak şey. | Open Subtitles | آسفة لتأخري، لقد أتعبني حزم الحقائب و الطائرة تغادر في الصباح الباكر |
Pilotumuz harap oldu ve uçak varış noktamıza gidemiyor. | Open Subtitles | طيّارنا منهك للغاية. و الطائرة لا يمكنها إيصالنا إلى وجهتنا. |
Bu, temizlenmiş olan tek kapı ve uçak çoktan yolcu indirmeye başladı. | Open Subtitles | هذه البوابة الوحيدة المتواجدة و الطائرة تدخل المهبط الآن بالفعل |
Bize helikopter ve uçak düzenlemek için bir saat gerekiyor. | Open Subtitles | لترتيب المروحية والطائرة نحتاج الى ساعة تقريباً |
Sana uçuş ayrıntılarını ve uçak numarasını yollarım belki fikrini değiştirirsin. | Open Subtitles | سأرسل لكِ رقم الرحلة والطائرة في حال غيرتِ رأيكِ |
Teksas'lı ve Louisiana'lı pek çok zenci, California'ya taşınmış, tersanelerde ve uçak şirketlerinde iyi işler bulmuştu. | Open Subtitles | الكثير من السود من تكساس ولويزيانا هاجروا الى كاليفورنيا للحصول على أعمالا جيدهـ في شركات إصلاح السفن والطيران |
Lütfen yardım edin! Bir uçaktayım ve uçak düşecek! | Open Subtitles | من فضلكم ساعدوني، أنا علي متن طائرة وستتحطك |
ve uçak ağaç, kontraplakdan yapıldı ve cam elyafı giydirildi, yani radar sorun değil. | Open Subtitles | والطائرة مصنوعة من شجرة التنوب والخشب الرقائقى والألياف الزجاجية مصنعة من الجلد والقماش . وهكذا الرادار ليست قضية |
Korman'ı, bombayı, vede uçağı bulduk ve uçak yok edildi. | Open Subtitles | لقد وجدنا"كورمان" والقنبلة والطائرة. وحطمنا الطائرة. |
Eğer rapor doğru ise, ve uçak hedefini bombalamayı başarırsa, bu Mahşer Günü Silahını otomatik olarak devreye mi sokacak? | Open Subtitles | ديمترى" إسمع" .... إذا كان هذا التقرير صحيحاً والطائرة تنوى ... |
Ayakkabılar, elbise, otel ve uçak derken Sophie bu hafta sonu temizinden 3 bin dolar harcamış olmalı. | Open Subtitles | بين الأحذية ، اللباس الفندق والطيران صوفي صرفة مايقارب ثلاث آلاف بعطلة نهاية الأسبوع هذه ، بسهولة |
Lütfen yardım edin! Bir uçaktayım ve uçak düşecek! | Open Subtitles | من فضلكم ساعدوني، أنا علي متن طائرة وستتحطك |