Zaman, şirketimizin karşılaştığı trajik ve utanç verici bu kaybı teknolojiden sorumlu başkanımıza... | Open Subtitles | و الآن ليس الوقت لتحمل الخسارة المخزية و الفادحة ... لرئيس القسم التكن |
Zaman, şirketimizin karşılaştığı trajik ve utanç verici bu kaybı teknolojiden sorumlu başkanımıza yükleme zamanı değildir. | Open Subtitles | و الآن ليس الوقت لتحمل الخسارة المخزية و الفادحة لرئيس القسم التكنولوجي لشركتنا |
Şu an dehidrasyon, baş ağrısı, bulantı ve utanç hissediyor musun? | Open Subtitles | هل تعانين من الجفاف, الصداع والغثيان و العار ؟ |
Dayak ve utanç bu evi istila etmiş. | Open Subtitles | و الإضطهاد و العار الذي يجري في هذا المنزل |
Bütün bir hayatımı suçluluk ve utanç içinde geçirdim. | Open Subtitles | لقد عشت حياة كاملة مع الشعور بالذنب والخزي |
- Tuhaf, kokuyor ve utanç verici. - Kesinlikle! | Open Subtitles | ـ إنه مكان غريب، رائحته كريهة، ومحرج ـ بالطبع |
ve utanç gerçekten bağlantısızlıktan korkma olarak kolayca anlaşılır. Acaba bendeki bir şeyi diğerleri görse veya bilse bağlantıyı hak etmeyebilir miyim? | TED | والخجل يعرف بسهولة شديدة كالخوف من فقدان الإتصال. هل هناك شيء بشأني إذا عرفه الناس عني أو رأوه، فلن أكون مستحقة للتواصل. |
Sadece ortada sevgi kalana kadar yılların hikâyeleri, birbirimize karşı varsayımlarımız, suçlama ve utanç hakkında konuşup rahatladık. | TED | حررنا ونظرنا الى سنوات من القصص والإفتراضات حول بعضنا البعض واللوم والعار حتى ما تبقى كان الحب. |
Zaman, şirketimizin karşılaştığı trajik ve utanç verici bu kaybı teknolojiden sorumlu başkanımıza... | Open Subtitles | و الآن ليس الوقت لتحمل الخسارة المخزية و الفادحة ... لرئيس القسم التكن |
Zaman, şirketimizin karşılaştığı trajik ve utanç verici bu kaybı teknolojiden sorumlu başkanımıza yükleme zamanı değildir. | Open Subtitles | و الآن ليس الوقت لتحمل الخسارة المخزية و الفادحة لرئيس القسم التكنولوجي لشركتنا |
şaşkınlık yerini rahatsızlığa bıraktı, şimdi de nefret, depresyon ve utanç var. | Open Subtitles | إنتقلنا من الصدمة إلى عدم الراحة و الان إلى مزيج من الغضب و الكآبه و العار |
Çünkü ikinizde eleştirerek ve utanç duyarak zarar gördünüz. | Open Subtitles | لأنّكم محطّمون بسبب النقد و العار |
Sefalet ve utanç içerisinde uzun bir hayat yaşasın. | Open Subtitles | فلتعش حياة طويلة مليئة بالمآسي و العار |
Dünyayı, öfke ve utanç kaplamışken Ajan Robin tekrar görev başında! | Open Subtitles | والأرض مغطاة بالغضب والخزي. العميلة روبن تعود من جديد! |
Rahatsızlık ve utanç dolu bir gece ikisine de iyi gelecek. | Open Subtitles | ليلة من عدم الراحة والخزي ستكون مفيدة لهم . |
Bizi kölelik ve utanç içinde yaşamamız için lanetledi! | Open Subtitles | لَعنَنا إلى العبوديةِ والخزي. |
Siz de bunu onlar için üzücü ve utanç verici bulmuyor musunuz? | Open Subtitles | ألا تظن ان هذا محزن ومحرج لهم؟ |
Benim yolculuğum, beni korku ve utanç dolu bir yerden tevazu ve anlayış içeren bir yere getirdi. | TED | رحلتي أخذتني من حيث كنت أشعر بالخوف والخجل لمكان آخر من التواضع والتفهم. |
Hey, yarım yüzyıllık ayrılığın ardından keder ve utanç dolu tarihimizin üstesinden gelerek... | Open Subtitles | بعد نصف قرن من القطيعة ... حسناً... سنتخطى تاريخاً أليماً من العذاب والعار |