Hayır. Bazı şeyler kırılır ve yeniden bir araya getiremezsin. | Open Subtitles | بعض الأشياء المحطّمة لا تستطيع إعادة وضعها معاً مرّة أخرة |
Neticede bütün bu proteinler geri dönüşmüş ve yeniden kullanılmış oldu. | TED | وكل تلك البروتينات يمكن إعادة تدويرها واستخدامها جميعًا مرة أخرى. |
Gerçek sanat, güzel anılmayı, paylaşılmayı ve yeniden keşfedilmeyi hak eder. | TED | الفن الجميل يستحق أن يُعتز به وأن يجري مشاركته وإعادة استكشافه. |
Ve bu, tekrardan, aza indirgeme ve yeniden kullanma fikrini ekonomik avantajlarıyla birlikte ortaya çıkarır. | TED | ويأخذ، مرةً أخرى، فكرة التقليل وإعادة الاستخدام، وفي نفس الوقت أيضًا مع فائدة اقتصادية. |
ve yeniden. | Open Subtitles | وثانية |
Yıllar boyu bizi yöneten aile kanını koparmalıyız, ve yeniden uygar dünyada olması gerektiği gibi yöneteceğimiz bir yol inşa etmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نقطع السلالة التي حكمتنا لأجيال، ونعيد طريقة بناء حكم ما يُفترض أنه العالم المتحضّر. |
En az benzeyenler ayıklanınca, algoritma geriye kalanlara mutasyon ve yeniden düzenleme işlemleri uygular; oluşan yeni nesilden en benzer, yani en uygun olanları seçer. Bunu nesiller boyu tekrarlar. | TED | ما إن تتم برغلة الترانيم الأقل مماثلة، يمكن للخوارزمية إعادة تطبيق تغيّر وإعادة تجميع ما تبقى، وتحديد أكثرها مماثلةً، أو الأنسب منها، مجدداً من الجيل الجديد، وتكرار ذلك لعدة أجيال. |
Baştan kurarken, yenileştirirken, var olan her şeyi işlemek ve yeniden kullanmak daha mantıklı. | TED | لذلك، فبناء جديدة كما هو إعادة تحديثها، قد يكونُ من الأجدر معالجة وإعادة إستخدام كل شيء في الموقع. |
Her ikisi de tüm bağlarımızın hayali olduğunu ve yeniden canlandırılabileceğini hatırlatarak hayal gücüne hayat veriyor. | TED | كلاهما يجلبان الخيال إلى الحياة بطرق تذكرنا بأن كل روابطنا في النهاية تم تخيلها وبالإمكان إعادة تخيُلها. |
Epifit tabakalarını kaldırarak bazı soyma denemeleri yaptık, ve yeniden kolonileşme oranlarını inceledik. | TED | لقد قمنا بتجارب تجريد، حيث أزلنا حصيرة النباتات الهوائية ونظرال إلى معدلات إعادة الاستعمار. |
Ve sonra bu yıl tabii ki Katrina'ya cevap verdik, ve yeniden inşa çalışmalarımızı takip ettik. | TED | وبالطبع هذه السنة كنا في نجدة المتضررين من كاترينا بالإضافة إلى متابعة أعمال إعادة البناء. |
Bu mekânda yiyecek bilgisayarları yapıyoruz, atılmış ve yeniden kullanılabilir materyaller ile bugünün atıklarını yarının yemeğine çeviriyoruz. | TED | ونبني بدلاً عنها، حواسيب غذاء من مواد مرميّة جرى جمعها وإعادة تصنيعها، تحول ما يتم إهداره اليوم، إلى عشاء الغد. |
Kablolu televizyon endüstrisinin düzenlenmesinin iptali ve yeniden düzenlenmesi ile bu hız daha da arttı. | TED | ودفعة أخرى نحو الأمام مع تعديل قوانين تنظيم البث التلفزيني بواسطة الأسلاك، وإعادة صياغتها. |
ve yeniden. | Open Subtitles | وثانية |
ve yeniden. | Open Subtitles | وثانية |
Kimyasal beyin ve yeniden şifreli için felaket Fbamkanna erişim ise | Open Subtitles | إذا كنت مصيبة فبإمكاننا الوصول إلى الدماغ، ونعيد تشفيرها كيميائياً |
Tüm bunları geçeceğimizi ve yeniden başlayacağımızı düşünüyordum. | Open Subtitles | اترون, كنت آمل اني استطيع تخطي كل ذلك وابدأ من جديد بهذه المرة |
Ve insanlar bu hayvanın kâhyası konumuna geldiler, ve ne yaptıklarını bile bilmeden, onu zaman içinde yeniden ve yeniden tasarladılar. | TED | وأصبح الانسان بعد ذلك متعهدها، وبدون قصد ودراية، قام البشر تدريجيا باعادة تصميمها، واعادة تصميمها، وإعادة تصميمها. |
Kardeşi, Kral Edward onu memnuniyetle kabul edecek ve yeniden yanına alacak. | Open Subtitles | شقيقه ادوارد سوف يستقبله بكل سرور و سيعيد له |
ve yeniden. | Open Subtitles | ومرةٌ أخرى |
Yedi yıldır içmiyorum ve yeniden başlamaya şu kadar niyetim yok. | Open Subtitles | أنانظيفمن سبعِسنين.. وليست لدي أدنى نية بأن اتناول شراباً آخرَ مجدداً |
Bütün sorunlarını geride bırakın ve yeniden başlayın. | Open Subtitles | أترك جميع مشاكلك وإبدأ من جديد جديد تماماً |