Senin ağlayıp, ortalığı velveleye vermeni istemiyordum. | Open Subtitles | لا اريدك ان تبكي و ان تعملي ضجة |
Kadın özgürlüğü diye ortalığı velveleye veren tiplerden bıktık çünkü. | Open Subtitles | مرّ علينا فتيات هنا سببتن ضجة كبيرة |
Pekala. Şimdi git. Ortalığı da velveleye verme, lütfen. | Open Subtitles | الآن إذهبي دون ضجة من فضلك |
Ortalığı velveleye verip, "adaletsizlik" dediler. | Open Subtitles | ورفعت من شأن القضية وقررت أنها صورة زائفة |
Sonra adamı bıçaklar ve ortalığı velveleye verir. | Open Subtitles | طعنت الرجل ورفعت التنبيه |
- Ortalığı velveleye vermeyin. | Open Subtitles | لا تثير ضجة |