Bu Vermeer tablosu Gardner Müzesi'nden buhar oldu uçtu. | Open Subtitles | إختفت لوحة (فارمير) من متحف (جاردنر) وكأنها تبخرت في الهواء |
Aslinda Vermeer'in eserlerindeki hiç bir modelin kim olduğunu bilmiyoruz; Vermeer'in kendisiyle alakalı da çok az şey biliyoruz. | TED | في الحقيقة إننا لا نعلم أي من العارضات في أي من لوحات فيرمير وأننا نعرف الشيء القليل عن فيرمير نفسه |
Ve daha önce Vermeer'in çizimlerini gördüyseniz, inanılmaz sessiz ve sakin olduklarını bilirsiniz. | TED | وإذا كنت قد رأيت لوحات فيرمير سابقاً فستلاحظ بأنها كانت مليئة بالهدوء والسكينة بشكل لا يصدق |
Şimdi, Vermeer'in çizdiği bütün kadınlar, ya da çoğu kadın kadife, ipek, kürk, çok şaşaalı materyaller giyerdi. | TED | والآن، جميع النساء أو أغلب النساء في لوحات فيرمير كانوا يلبسون المخمل والحرير والفراء وأشياء فاخرة جداً |
bana bir tuval ve biraz boya getirin, o iğrenç naziye sattığımdan çok daha iyi bir Vermeer yaparım. | TED | احضروا لي فراشي رسم و بعض الألوان وسوف أرسم لكم لوحة فريدة لفيرمير أفضل من تلك التي بعتها لذلك النازي |
Vermeer için kızını o sekilde çizmek uygunsuz kaçardı. | TED | فسيكون غير لائق لفيرمير بأن يرسم إبنته بهذا الشكل |
Beyaz kürklü sarı bir ceket, bir sarı ve bir siyah korsaj ve bu kıyafetleri birçok başka tabloda görürsünüz, Vermeer'in tablolarındaki başka kadınlarda. | TED | ومن بينها معطف أصفر مع فراء أبيض وكورساج أصفر وأسود وترى هذه الملابس في عدد من لوحاته نساء مختلفين في لوحات فيرمير |
Gencin yüzüne baktım. Biraz Vermeer'in eserlerini andırıyor. | TED | ونظرت إلى هذا الوجه. إنه كلوحة فيرمير قليلاً |
-Diğer tabloya ne oldu? Vermeer'e? | Open Subtitles | ولكن ,ماذا حدث للوحة الثانية,لوحة فيرمير ؟ |
Kayıp Vermeer'in bende olduğunu düşünüyorsanız, Müfettiş bagajımı aramakta serbestsiniz. | Open Subtitles | لو كنت تعتقد ان لدىً لوحة فيرمير المفقودة فلك مطلق الحرية فى تفتيش امتعتى,ايها المفتش |
Ve onun gerçekten istediği Vermeer'den bir şeylerdi. | TED | وقد أراد حقاً ان يشتري لوحة فنية من رسم " فيرمير " |
Emin olmak için bu sahte Vermeer'i görmem gerekiyordu. | Open Subtitles | اريد أن اري الاعمال الزائفة لفيرمير لأكون متأكدا |
O da harikulade bir Vermeer tablosu yaptı. | TED | وقد رسم لوحة مميزة لفيرمير |