"vermem için" - Traduction Turc en Arabe

    • لإعطائك
        
    • لأعطيه
        
    • لأعطيها
        
    • لأعطيك
        
    • لأعطيكِ
        
    • كان يوصي بان
        
    Biriminizin yönetici kadrosu boşaldığı zaman işi sana vermem için beni ikna ettin. Open Subtitles عندما تولد الفراغ على قمة شعبتك، أنت أغويتني لإعطائك هذا المنصب.
    Sana ipucu vermem için üzerine işemem lazım. Open Subtitles يجب أن اتبوّل عليك لإعطائك الفكرة
    Ölürken, karıma vermem için bana vermişti. Open Subtitles عندما ماتت , أعطته لي لأعطيه لزوجتي
    Büyükannem bana bu yüzüğü gelinine vermem için vermişti. Open Subtitles ...جدتي أعطتني هذا الخاتم لأعطيه لزوجتي
    Birisi ona vermem için bir eser getirdi fakat ben ona benden olduğunu söyledim. Open Subtitles احدهم اعطاني اللوحة لأعطيها لها ولكني اخبرتها انها مني
    Sonra bana, bebeğe vermem için 200 euro verdi. Open Subtitles ولكنه عندئذ أعطاني 200 يورو لأعطيها للطفل
    Üç hafta önce, bir şans daha vermem için yalvarıyordun. Open Subtitles قبل ثلاثة أسابيع ، كنت تتوسل إليّ لأعطيك فرصة أخرى
    Sırf sana su vermem için böyle söyledin ve şimdi de kaçmam için beni kandırmaya çalışıyorsun. Open Subtitles قلتِ ذلك فقط لأعطيكِ الماء و الآن تحاولين أنْ تخدعيني لتهريبك
    Sonunda, senin yaşamana izin vermem için bana yalvardı. Open Subtitles حتى النهاية ، كان يوصي بان أتركتك حيه
    Sana içeriden bilgi vermem için beni kandırdın ve Marcus'a kirli olduğunu bilmediği parayı vererek bana şantaj yaptın. Open Subtitles بل قمت بخداعي للحصول على تلك المعلومة ومن ثمّ قمت بابتزازي وذلك لإعطائك (ماركس) نقوداً يجهل مصدرها الحقيقي ..
    Sana hayat vermem için beni sen geri getirdin... Open Subtitles أنت أعدتني لإعطائك الحياة
    Aslında eğer Linc ölürse sana Scylla'yı vermem için hiçbir neden kalmaz ve bu da beni, tam senden bir şeyler isteyecek duruma getiriyor. Open Subtitles حقيقةً، إذا مات (لينك)، ليس لديّ سبب (لإعطائك (سيلا و الذي يضعني في نفس الموقف الذي وصفته
    - Ama yine de Goodwin'e vermem için evrakı doldurmanız gerek, tamam mı? Open Subtitles لكني لا أزال أحتاج إلى ذلك التقرير رغم ذلك ــ لأعطيه لـ (غودوين) ، حسناً ؟
    150,000 dolar sakladı ve bana bu parayı ona vermem için talimatlar verdi.. Open Subtitles لقد خبأ 150 ألف دولار وأعطاني تعليمات لأعطيها لها
    Yukarıdaki odada sana bunu vermem için bana veriyordu. Open Subtitles -ولكن في الغرفة فوق ... -في الغرفة أعطاني هذه لأعطيها لك
    Ox'dan bir mektup aldığını söyledi... ve sana vermem için bana gönderdi. Open Subtitles وقالت أنها تلقت رسالة من (أوكس) وأرسلتها لي ، لأعطيها لك
    Majesteleri size bunu vermem için yolladı. Open Subtitles أرسلني جلالته هنا اليوم لأعطيك هذه.
    Bunu sana geri vermem için bana bir sebep göster. Open Subtitles اعطني سبب لأعطيك إياها
    Şu adam sana vermem için bu fotoğrafları verdi. Open Subtitles هذا الرجل أعطاني هذه الصور لأعطيكِ إياهم
    Bu sana vermem için bana verdikleri bir jambon. Open Subtitles هذا لحم خنزير أعطاه شخص لي لأعطيكِ إيّاه.
    Sonunda, senin yaşamana izin vermem için bana yalvardı. Open Subtitles حتى النهاية ، كان يوصي بان أتركتك حيه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus