Videoyu yapan her kimse sadece bu hareketi geri alıp ona kişisel olarak zarar vermeye çalışmıyor, aynı zamanda başkanlığıma zarar vermeye çalışıyor. | Open Subtitles | أيًا من صنع ذلك الفيديو فهو لا يحاول فحسب سحب ذلك والإضرار به شخصيًا بل أيضا تدمير رئاستي |
Evet, ona zarar vermeye çalışmıyor. | Open Subtitles | بلى، إنه لا يحاول إيذائها |
Ama ikisini de yaralamamayı başardı. Kimseye zarar vermeye çalışmıyor. Bir saldırıyı durdurmaya çalışıyor. | Open Subtitles | {\pos(192,230)} وتمكن من عدم إصابة أيّ واحد منهما، إنّه لا يحاول إيذاء أحد بل يحاول إيقاف هجوم. |
Ama ben senin öldüğünü sanmıştım, dostum. - April'i kurtarmalıyız! - Ona zarar vermeye çalışmıyor. | Open Subtitles | ولكنى اعتقدت أنّك اختفيت للأبد يا صديقى علينا إنقاذ (ابريل)- إنّه لا يحاول إيذائها- |