Söylememi istedikleri şeyi söylesem bile, gitmeme izin vermeyecekler. | Open Subtitles | حتى لو قلت ما يريدونني أن أقول فإنهم لن يطلقوا سراحي |
Şunu gördünüz mü? Bununla uçağa binmeme izin vermeyecekler, ama uçakta verecekler. | TED | أترون هذا؟ لن يسمحوا لي بركوب الطائرة مع هذا الشيء، ولكن، سيعطونني إياه على متن الطائرة. |
- Bize zarar vermeyecekler, Albay. - Onlar Goa'uld, Carter. | Open Subtitles | إنهم لن يؤذوننا يا سيدى الكولونيل إنهم جواؤلد يا كارتر |
Endişelenme, tatlım. Senin Londra barı dışında herhangi bir yere ilerlemene izin vermeyecekler. | Open Subtitles | انهم لن يقودوك الى اى مكان خارج بار فى لندن |
- Sanırım tamir ettirmek için para filan vermeyecekler. - Ne? | Open Subtitles | أظن أنهم لن يعطوه أي مال لأعادة البناء ماذا؟ |
Sıska kalırlarsa, iyi süt vermeyecekler. | Open Subtitles | لن يعطوا حليب جيد لو أصابهم الهزال. |
İçeri girmemize izin vermeyecekler, biliyorsun! | Open Subtitles | هم لن يتركونا نذهب هناك ، أنت تعرف ذلك |
Tam da bu sebeple seni burda tutanlar gitmene asla izin vermeyecekler. | Open Subtitles | ولهذا السبب الذين يحتجزونك هنا لا يمكنهم ان يطلقوا سراحك |
Ve şimdi bir de biri onu suçluyor. Onu soruşturana kadar gitmesine izin vermeyecekler. | Open Subtitles | والآن بما أن شخص قد إتهمه، لن يطلقوا سراحه حتّى يحققون معه. |
Adını bir sokağa vermeyecekler. | Open Subtitles | لن يطلقوا اسمه على احد الشوارع |
Bu insanlar toplumun çöplüğüne atılmalarına izin vermeyecekler. | Open Subtitles | أولئك الناس لن يسمحوا بنبذهم إلى منفضة المجتمع. |
Bu insanlar toplumun çöplüğüne atılmalarına izin vermeyecekler. | Open Subtitles | أولئك الناس لن يسمحوا بنبذهم إلى منفضة المجتمع. |
Burayı kurmaya yardım ettiğin gerçeğinin farkındayım... ancak ortaklarımız soytarılıklarınla burayı parçalamana izin vermeyecekler. | Open Subtitles | مع الاعتبار الكامل لحقيقة انك ساعدت فى بناء هذا المكتب الا ان الشركاء هنا لن يسمحوا لك ان تهدمه بتهريجك |
Ellerindeki en basit askeri malzemeyi bile vermeyecekler. | Open Subtitles | إنهم لن يشاركوا حتى أبسط أجهزتهم العسكرية الأساسية |
Silahlı adamların rehineleri uçağa bindirmesine izin vermeyecekler. | Open Subtitles | إنهم لن يسمحوا للمسلحين بنقل الرهائن على متن طائرة |
- Kitabı sana geri vermeyecekler. Kitabı aklından çıkar. - Seninle yeterince zaman kaybettim. | Open Subtitles | انهم لن يعيدون لك الكتاب.انسى الكتاب أهدرت وقتآ كافيآ معك |
Bu kez karanlıkta öylece kaybolup kaçmanıza izin vermeyecekler. | Open Subtitles | انهم لن يدعوك تتسلل فى نهاية الليل وتختفى |
Öylece 121 milyonu vermeyecekler. | Open Subtitles | هم لن يعطوه 121 مليون فحسب |
Gerçekten! Ama bana hiç vermeyecekler. | Open Subtitles | -نعم , لكنهم لن يعطوه لي |
Bu adama, kızını vermeyecekler. | Open Subtitles | إنهم لن يعطوا لهذا الرجل ابنته |
Bunu yapmana izin vermeyecekler, tamam mı? | Open Subtitles | هم لن يتركوكِ تفعلين ذلك حسنا ً ؟ |
İstediğimi, ihtiyacım olanı onlar bana vermeyecekler. | Open Subtitles | انهم لن يعطوني ما احتاج ما اريده |
Sen dışarıdayken aradılar. Daha fazla mühlet vermeyecekler. | Open Subtitles | هيجو ,لقد اتصلوا وأنت بالخارج , لن يمنحوك وقتا اضافيا |
Hayır vermeyecekler. Ben seni bulacağım, tamam mı? | Open Subtitles | لا لن يؤذوكِ يا عزيزتي سوف أجدك , حسناً ؟ |